Etiket: Şenol Güneş

Şenol Güneş’ten Beşiktaş açıklaması!

Şenol Güneş, “Benim Beşiktaş konusunda, başkan, yönetici ya da herhangi bir ilgiliyle hiç bir görüşmem olmadı” derken, “Sayın Murat Sancak, ismimi de dile getirdiği birden fazla iddiada bulundu. Bu spekülasyonların içine çekilmek istemiyorum” ifadelerini kullandı.

Şenol Güneş’in yaptığı yazılı açıklama şöyle;

“Kamuoyunda benim dışımda oluşturulan gündem ve bazı anlamsız spekülasyonlar nedeniyle bu açıklamayı yapma ihtiyacı duyuyorum.

Her şeyden önce 2021- 2022 sezonunun devam ettiği bu süreçte hak edenin şampiyonluğa ulaşacağı bir lig yaşandığını görüyorum. Mart ayında da Milli Takımımız, Dünya Kupası’na katılabilme yolunda zorlu müsabakalar oynayacak. Bu vesileyle tüm takımlarımıza başarılar dilerken, keyifli ve güzel futbol izlemeyi diliyorum.

Futbol dünyasında son dönemde benimle ilgili temelsiz ve mesnetsiz spekülasyonların hızla arttığını üzülerek gözlemliyorum. İsmim birçok konuda farklı iddialarla gündeme getirilmeye çalışılıyor. Hepsine yanıt vermem durumunda, açıklamalarımdan cımbızla çekilecek cümlelerden yepyeni tartışmalar açmaya çalışacak, polemik ve kavgadan beslenen insanlar olduğunun da farkındayım.

Bu yüzden net olarak açıklamak istiyorum ki;

Benim Beşiktaş konusunda, başkan, yönetici ya da herhangi bir ilgiliyle hiç bir görüşmem olmadı.

Kaldı ki Beşiktaş, Pro Lisans sahibi bir altyapı teknik direktörüne A Takım’da görev verdi. Önder Hoca, Beşiktaş’ta işini severek yapıyor. Şu anda da belli ki kulübün teknik direktöre ihtiyacı yok. Zaten Sayın Başkan Ahmet Nur Çebi de gereken açıklamaları yaptı. Yola mevcut yapıyla devam etme kararında olduklarını vurguladı. Beşiktaş, camiası, başkanı ve yönetimi gideceği yolu biliyordur. Hepsine bu yolda başarılar diliyorum.

Değerli ve başarılı kulübümüz Adana Demirspor’un Başkanı Sayın Murat Sancak, ismimi de dile getirdiği birden fazla iddiada bulundu. Bu spekülasyonların içine çekilmek istemiyorum. Ancak, Sayın Başkan’ın yardımcı antrenör Miguel Peiro ve diğer konularla ilgili açıklamaları maalesef gerçekle örtüşmüyor. Her iddiaya yanıt vererek futbol kamuoyumuzu meşgul etmek doğru değil. Milli Takımımız çok önemli karşılaşmaların hazırlık sürecine girmek üzere… Hepimiz bu konuya odaklanmalıyız.

Bugüne kadar yaptıklarıyla Sayın Başkan Murat Sancak’ı ve Adana Demirspor’u başarılı buluyorum. Altyapı yatırımlarını da biliyorum. Bence enerjilerini daha çok bu yönde harcamaya devam etsinler.

Yine Sayın Murat Sancak’ın dile getirdiği yabancı sınırlaması (8+3) ile ilgili iddialar doğru olmamakla beraber, bu konu geniş ve ayrıntılı bir açıklamayı gerektiriyor. Futbolumuzun geleceğini ilgilendiren bu hassas konunun her fırsatta tartışma konusu haline getirilmesi, teknik ekiplerimizle futbolcularımızın gelecek planlarını ve dolayısıyla psikolojilerini kötü etkiliyor.

Hakkımda yapılan spekülasyonların bir bölümünün, kariyerlerini ve içeriklerini yalan haber üzerine kurmuş bazı medya mensupları ve kuruluşları tarafından dile getirildiğini gözlemliyorum. Bu zamana kadar hiç bir medya mensubuna telkinde bulunmadığım gibi trolleri de kullanmıyorum. Bunu herkese de tavsiye ediyorum.

Türkiye’de daha aklıselim bir futbol ikliminin oluşması en büyük dileğimdir. Benim düzgün davranmam art niyetli olanları rahatsız ediyor olabilir. Ancak makul sorular sorulursa doğru cevaplar verilir.

Futbolda kazanmakla kaybetmek iç içedir. Kaybettiğinizde eleştiri alabilir, değiştirilebilirsiniz ancak ahlaki değerlerinizi kaybederseniz telafi etmeniz o kadar kolay olmaz. Maalesef bugün yaşadığımız tablo bunu gösteriyor.

Oysa asıl hedefimiz; ülkemizde oyuncu üretmek, yetiştirmek, uluslararası alanda onları yarıştırmak ve başarılı olmalarını sağlamak olmalı, bütün enerjimizi bu yönde harcamalıyız.

Basit insan iftira atar, dürüst insan sabreder.

Farklı konulardaki diğer yalan haberlere daha sonra cevap vermek üzere sözlerimi burada noktalıyor, tüm futbolseverlere saygılarımı sunuyorum.”

Murat Sancak: Şenol Güneş Beşiktaş’a hayırlı olsun

Adana Demirspor Başkanı Murat Sancak, Süper Lig’in 25. haftasında 1-1 biten Beşiktaş maçı sonrasında siyah – beyazlı takım için flaş açıklamalarda bulundu. Sancak, Beyaz TV’ye yaptığı açıklamada yeni sezonda Beşiktaş’ta teknik direktörlük koltuğuna Şenol Güneş’in oturacağını söyledi.

“KESİN BEŞİKTAŞ’A GİDİYOR”

Güneş’in kesin olarak Beşiktaş Teknik Direktörü olacağını dile getiren Murat Sancak, “Beşiktaş’ın yeni sezonda teknik direktörü Şenol Güneş oldu. Kesin Beşiktaş’a gidiyor. Şenol Hoca Beşiktaş’a hayırlı olsun. Kesin ve net. Nedenini söyleyeyim. Miguel diye kondisyonerimiz vardı. Beşiktaş’ta göreve başladı. Şenol Hoca’nın yardımcısıydı. Şenol Hoca Beşiktaş’ta. Hayırlı olsun şimdiden” ifadelerini kullandı.

“HAKSIZ GALİBİYETLERE İHTİYACI YOK”

Beşiktaş ile kardeş kulüp olduklarını söyleyen Sancak, “Biz Beşiktaş ile kardeş kulübümüz. Biz Beşiktaş’ı çok severiz. Onlar da bizi severler. Beşiktaş 1903 yılında kurulmuş bir takım ve haksız galibiyetlere de kesinlikle ihtiyacı yok” dedi.

Beşiktaş, teknik direktör Sergen Yalçın ile yolların ayrılmasının ardından yola Önder Karaveli ile devam etmişti.

Şenol Güneş ve ekibi yemekte bir araya geldi

Şenol Güneş, Beşiktaş ’ta görev yaptığı teknik ekibi ile bir araya geldi.

Yemekte Güneş’in ekibinde görev yapan yardımcı antrenörler Eren Şafak, Şeref Çiçek ile siyah beyazlı takımın eski idari menajeri Ali Naibi ve Dusco Tosic de yer aldı.

Ayrıca kısa süre önce Beşiktaş’ta göreve başlayan kondisyoner Miguel Peiro da Şenol Güneş ve ekibinin görüşmesine katıldı.

Buluşma fotoğrafını Tosic sosyal medya hesabından paylaştı.

Şenol Güneş’ten prim tepkisi: Külliyen yalan!

A Milli Takım Teknik Direktörü Şenol Güneş, Dünya Kupası Elemeleri’nde üç maçta alınan 7 puanı değerlendirmek için basın mensuplarıyla buluşsa da gündem prim haberi oldu. Tecrübeli çalıştırıcı, müsabakada başına 100 bin euro herkesin hesaplarına yatırıldı haberlerine adeta ateş püskürdü.

Kimseden bir para beklentileri olmadığının altını çizen Güneş, “Pandeminin olduğu dönemde bu haberle neyi hedefliyorsunuz. Bizim şu anki beklentimiz iyi performans. İşin sağlık boyutu da var. Hangi para sağlık ile ölçülebilir. Sadece üç maçta bizden 7 puan beklemeyenler böyle bir haber çıkarabilir. Bu çok çirkin. Vicdanları ile başbaşa bırakıyorum” dedi.

Prim kararını TFF Başkanı Nihat Özdemir’in vereceğini de sözlerine ekleyen tecrübeli çalıştırıcı şöyle devam etti: “Bizim hedefimiz gruptan çıkıp bir prim almak. Yalandan çok haberin tezgah olduğunu düşünüyorum. Bunun konuşulduğunu dağıtıldığını iddia edenler çıksın konuşsun. Dünya Kupası’na gidersek zaten bir para gelecek. Biz de oturup o zaman konuşuruz. Bu haberi yazanın ahlak değerleri sıfırlanmış. Sinirleniyorum gerçekten. 13 oyuncumun testi pozitif ben onlara üzülüyorum.”

‘Kaynak milli takım’

Federasyonun en büyük kaynağının milli takım olduğunu da hatırlatan Şenol Güneş, “Sponsor gelirleri %42 oranında arttı. Şu dönemde böyle bir şeyin olması çok önemli. Bu da milli takımın marka değerini gösteriyor. Ama çıkan haberlerle bu marka değeri düşürülmeye çalışılıyor. Sponsorlar kötü sonuçla gelir mi? Halkı ayaklandırmak ve gündem değiştirmek için yapılmış bir haberle futbolumuza zarar veriyorlar. Biz Türkiye kazanırsa ben de kazanırım derken, bu haberle insanlık değerini kaybetti. Buna cevap vermek bile doğru değil. Yazan adamsa başkana beraber gideriz konuşuruz” ifadelerini kullandı.

‘Kötülükleri şutlayalım, iyilikleri kucaklayalım’ diyen A Milli Takım Teknik Direktörü, “Bir değerimiz var. Bunu yükseltelim. Şu anda ekonomik krizin aşılması için ülkemize döviz girmeli. Tarlaya bir şey ekmezseniz, onu büyütmezseniz satamazsınız. Birinci hayalim Avrupa Şampiyonası ve Dünya Kupası’dır. Ama ondan daha önemlisi oyuncu yetiştirmektir” değerlendirmesinde bulundu.

TFF’den prim açıklaması

Prim haberlerinin ardından Türkiye Futbol Federasyonu da bir açıklama yaptı. Bildiride şu ifadelere yer verildi: “Şu anda müsabaka bazında bir prim bedeli olmadığı gibi, oyuncular ya da teknik heyetin de beklentisi ve talebi söz konusu değildir. Doğru olmayan haberler milli formanın kutsallığı ile bağdaşmamaktadır. Türk halkından haberlere rağbet etmemesini diliyoruz.”

‘Yıkıldık’ demek doğru değil!

Toplantının büyük bir kısmında prim haberlerini yalanlayan Şenol Güneş, takımın performansını ve hedeflerini de anlattı. Bu konuda tecrübeli çalıştırıcının konuşmalarından satırbaşları şöyle:

-2021’e üç müsabaka ile başladık. Şimdi Avrupa Şampiyonasına hazırlık dönemimiz var. Ardından da eylül, ekim, kasımda eleme maçlarımız devam edecek.

  • Elemelerdeki üç maçta her türlü senaryo vardı. Sonuç olarak 7 puan aldık. Mükemmel değil. İlk iki maçı kazanıp, Letonya ile barebere kalmamız mükemmeli yakalayamamıza neden oldu.
  • Oyuncularımın hepsi elinden geleni gösterdi. Letonya maçı da buna dahil. Sadece son maçta fiziki olarak düşüş yaşadık. Oyunumuz kötü değildi, kazanabilirdik. Ama temaslı oyunda rakip bizden üstündü.
  • Herkesi yenebiliriz. Letonya maçını kazanırız diye düşünmüştük. Kazanamamak bizim içimizi acıttı. Ama bu maçın ardından gereksiz mutsuzluk havası yaşıyoruz. İnsanları kapıştırmak doğru değil. Şiddetten öfkeden bir şey çıkaramayız.
  • Kovidli milli oyuncu sayısı 13 oldu. Bu bizi etkiledi. Bazı oyuncular seyahat dönüşü yorgundular, jetlag oldukları düşünüldü. Test yaptık negatif geldi sonuçlar. Maçın ardından yapılan test ise pozitif çıktı.
  • İki galibiyet sonrası beni en tepeye çıkarmak da Letonya beraberliğinin ardından eleştirilerin dozunun artması da doğru değil. Kaybettiğimiz iki puanın ardından ‘yıkıldık’ demek de doğru değil.

-Hedefimiz planımız belli. Yolumuzda engeller var. Ama bunları aşacağız. Eylüldeki maçlardan da 7 puan çıkarırsak bizim lehimize olur her şey. Letonya beraberliği ile ezilmeyeceğiz.

Kaleciler için Kara’ya teşekkür

Milli takıma çağırdığı bütün kalecilere eşit mesafede olduğunu belirten Güneş, “4 kalecim var dördü de bir. Onlar tek kaleci oluyorlar. Böyle davranıp böyle söylüyorlar” dedi. Tecrübeli çalıştırıcı şöyle devam etti: “Bu kadar iyi kalecilerin çıkması konusunda Rasim hocaya (Kara) teşekkür etmek lazım.”

Öte yandan takımın iki golcüsü Burak Yılmaz ve Cenk Tosun’un yaşları konusuna da nokta koyan Şenol Güneş, “Golcüler kolay yetişmiyor. Burak bugün övülse de geçmişte tartışılıyordu. Avrupa Şampiyonası’nda ve eylüldeki eleme maçlarında Burak ve Cenk’i kullanabileceğimizi düşünüyorum. Enes’i forvette oynattım ve beklentilerimi karşılamadı ama açıkta iyiydi” diye konuştu.

Şenol Güneş: Hamsi limonuyla top sektirirdik

Trabzon’un dar, parke taşlarla döşeli yollarından bir çocuk aşağıya, denize doğru koşuyordu. Az sonra sahilde dalgaların getirdiği ‘ganimet’ balıkları yakalayacak, ufka bakıp hayallere dalacaktı. İleride ne olacağını bilmiyordu ama her ne olacaksa onda en iyisi olmaya kararlıydı! Sokağa atılan hamsi limonlarıyla top sektiren bu çocuk, bugün A Milli Futbol Takımı Teknik Direktörlüğü görevini yürüten Şenol Güneş’ti… Güneş, “Ufkum Kaçkar Dağları ile Yoroz Burnu arasıydı, hayallerim ufkumdan büyüktü. Her zorluktan ders çıkardım” diyor.

“ÇOÇUKLUĞUMDA FAKİR AMA MUTLU MAHALLE HAVASI VARDI”

Şenol Güneş, 1952 yılında kilim dokumacısı bir baba ile ev hanımı annenin beş çocuğundan biri olarak Trabzon’da eski, ahşap bir evde dünyaya geldi. Söze, “Bugün bakınca fakir görünen ama huzurlu, mutlu bir mahalle havası vardı benim çocukluğumda…” diye başlıyor Güneş… Çocukluk günlerine büyük bir özlem duyduğunu vurgulayarak anlatıyor: “Oyuncağımız olmadığından hobimiz top ve misket oynamaktı. Kendi aramızda mahalle arası maçlar oynanırdı. Ailece yakın kazalara pikniğe, denize girmeye giderdik. Hem de müsabaka yapardık. Hep beraber yaptığımız bu geziler bugünkü profesyonel deplasmandaki maçlar gibi olurdu! Sosyal durumumuz itibariyle şehir dışına çıkma şansımız olmadığından sahilde bir yanda Kaçkar Dağları’nı bir yanda Yoroz Burnu’nu görüyordum. Güneş Kaçkarlar’dan doğar, Yoroz’dan batardı. Benim ufkum da o kadardı… Ama hayallerim büyüktü. Radyoda başarı hikayelerini dinleyip her ne olacaksam onda en iyi olmanın hayallerini kuruyordum…”

TAKIM İSTEDİ, BABASI VERMEDİ

Peki hayalleri nelerdi? Güneş, “15 yaşımdan önce hiçbir yeri görmeyen bir kişi olarak hep uzakları düşünüyordum” diye yanıtlıyor. Mahalle arasında futbol takımları kuruyor, çeşitli yaş gruplarıyla maçlara katılıyordu. Güneş’in başarılı performansı amatör takımların ilgisini çekiyordu. Ancak babası futbol oynamasına karşıydı. Maddi durumları iyi olmadığından ayakkabıları eskitiyordu! Ortaokul son sınıftayken Erdoğdu Gençlik Takımı ‘lisanslı oyunculuk’ için Güneş’e talip oldu ama babası ‘Yaşı çok genç’ dedi, vermedi! Bir yıl sonra Güneş artık büyüklerin takımında turnuvalara katılmaya başlamıştı. Ağabeyi de takımda olunca küçük kardeşe forvetten geriye çekilip kalecilik yapma işi düştü… Erdoğdu Gençlik Takımı’ndan ikinci kez gelen teklife babası razı olunca 1967’de, 15 yaşında ilk defa ‘lisanslı futbolcu’ oldu. Genç Milli Takım karması maçlarına çağrıldı; ilk defa şehir dışına çıkarak Ankara ve Mersin’e gitti. Bu arada üzerine hayatı boyunca devam edeceği bir başka sorumluluk aldı; aileye bakmak… Katıldığı turnuvadan ilk kazandığı para 50 liraydı. Bu paranın yarısını babasına verdi. Geri kalanını tuttu çünkü çantaya ihtiyacı vardı; forma ve ayakkabılarını naylon torbayla taşıyordu…

‘ÜNİVERSİTE MEZUNU OLMAK AYRICALIKTI’

Güneş, “Liseden itibaren hem okuyor hem aileye bakıyor hem de oynamaya çalışıyordum” diye devam ediyor: “Amatör olarak ilk kez Trabzonspor ’a 17 yaşımda geldim. Hastalanınca, beni bıraktılar. 18 yaşımda Akçaabat Sebatspor’da profesyonel oldum. Sonra büyük bedellerle Trabzonspor’a döndüm. Okulu hiç bırakmadım. O dönem öğretmen veya subay olmak önemliydi. Ben de öğretmen olmak istiyordum. Lise mezuniyetinden sonra Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde Fatih Eğitim Enstitüsü’nü kazandım. Anne ve babamın okuma yazması pek yoktu; üniversite mezunu olabilmek benim için ayrıcalık oldu…”

‘ÖĞLEN YEMEK YEMEZ, İDMANA KOŞARDIM’

Üniversitede okumak ayrıcalık olmuş ama hiç kolay olmamış… Güneş, sabahtan akşama kadar okul olduğundan öğlen paydoslarını karnını doyurmak için değil idman için kullandığını anlatıyor: “Avni Aker Stadı’nın pistinde koşar sonra okula dönerdim. Okul ile ev arasında iki kilometre yolu yürürdüm. Şartlar oydu. Sabah bir simit yemek, çay içmek bizim için müthiş bir olaydı. Bu anlattıklarım o günün imkansızlıklarından kaynaklanan sıkıntılardı ama bugün keyifli geliyor. Trabzonspor’a geldikten sonra futbolcu olacağım belli olmuştu. Hem Milli Takım’daydım hem Trabzonspor’un en yoğun ve başarılı dönemleriydi… Şartlar zorluk çıkardı ama her zorluk da menfaat getirdi, daha başarılı olmamı sağlayan adımlar oldu.”

‘HAFTADA 2 GÜN ÖGRETMENLİK YAPIYORDUM’

Şenol Güneş, eğitim enstitüsünden mezun olduktan sonra futbol kariyerine devam ederken aynı anda dört yıl Trabzon’un tepesinde bir köy ortaokulunda öğretmenlik yaptı… Öğretmenlik günlerinden anılarını şöyle anlatıyor: “1978’de başladım. Trabzon Karakaya Ortaokulu’nda birinci ve ikinci sınıf öğrencilerine tarih ve coğrafya anlatıyordum. Dersleri haftada iki güne ayırmıştım çünkü diğer zamanlar maçlar oluyordu. Öğlenleri antrenmana gidip geliyordum. Öğretmenlikle antrenörlüğün benzeyen yönleri var. İkisinde de yol gösteren kişisiniz. Coğrafya dersinde hep sorduğum bir soruyu yalnızca bir çocuk bilmişti. Sınıfın en çalışkanı bilemedi, o bildi ama ders notu zayıf. Neden öyle? Araştırınca ailesinde sorun olduğu ortaya çıktı. Zekası var ama sosyal yaşamı onu engelliyordu. Çocuklarımızın hangi şartlarda yaşadığını anlamadan onlarla ilgili kanaat oluşturmak ve genelleme yapmak doğru değil. Aynı şey oyuncular için de geçerli. Yetenekli bir oyuncu buluyorsunuz ama karakterinin de güçlü olması lazım; kendi başına karar verebilecek, sorgulama yapabilecek… Bunu öğretmenlikte daha iyi görebildim. Kendimi halen öğretmen gibi görüyorum. Oyunculara bir şey verdiğimi hissettiğimde onlar da başarılı olduğunda bu en büyük sermaye oluyor, gururumdur benim…”

‘TENEKE İÇİNDE MİDYE YERDİK’ O YOKLUĞU ÖZLÜYORUM

Şenol Hoca, bugün geçmişe baktığında sokakta ‘yokluk’ olarak görülebilen pek çok şeyin aslında varlık olduğunu anlatıyor: “Ben büyürken deniz tertemizdi.. Midye toplar, teneke içinde yerdik. Bugünse midyeyi gidip lüks lokantada yiyebiliyoruz. Meyve ağaçları vardı; incir, dut, sebze… Bakkalda sebze meyve satılmazdı o zaman, her şeyimiz organikti. Şimdi imkanım olmasına rağmen çocuğuma o denizi, o meyveyi veremiyorum. Çocukluğumdaki yoklukların beni büyüttüğünü düşünüyorum. Sahilde denizin vurduğu bir duvar vardı. Kışın deniz vurduğunda bazen altın, bakır gibi küçük parçalar getirirdi. Biz de üstten görünce duvardan atlar, alır çıkardık. Dalgayla yarışırdık! Cam kırıklarını satardık. Zengin-fakir ayrımı yoktu. Samimi, mutlu bir ortam vardı. Çocukluğumu özlüyorum.”

LİMONUN HAYATIMDAKİ ÖNEMİ

Şenol Hoca’nın futbolculuk kariyerinde ‘limon kabukları’nın çok özel bir yeri var. Her şey bir limon kabuğuyla başlayıp limon kabuğuyla bitmiş… Nasıl mı? Anlatıyor: “Çocukken hamsi bolluğu vardı. Avlanma usulleri bugünkü gibi değildi. Bazen çok fazla olduğundan gübre olarak toprağa ekilirdi! Evde hamsi yendiğinde sıkılan yarım limon sokağa atılırdı. Biz de o limon kabuklarıyla ‘top’ sektirir, maç yapardık. Yıllar sonra limon kabukları yeni bir başlangıca araç oldu. Futbolculuğun son dönemlerinde kötü oynadığınız maç varsa, bırakmanız da isteniyorsa çeşitli protesto araçları vardır; limon, ayakkabı… Sözler veya davranışla olan tepkiler dışında ne zaman ki limon attılar gençliğimi hatırlayıp ‘Bırakmakta fayda var’ dedim. Son senemde yaşım 35’ti. Belim rahatsızdı. Yönetimde bana olumsuz bakanlar var. Genç kaleciler önlerini kestiğimi düşünüyorlardı. Bir yandan da A Milli Takım’ın kaptanıydım. Büyük teklifler geliyordu ama o duygu içerisinde en iyi yerde bırakmak istedim. Sene sonunda da jübile yaptım. Bırakınca bu sefer ‘Kaptan niye bıraktın!’ dediler! Güzel bıraktığımı düşünüyorum; zirvede…”

‘KALECİLER YALNIZ AMA ÖZGÜRDÜR!’

Şenol Güneş, 1978-1979 sezonunda 1112 dakika gol görmeyerek bir rekora imza attı. Peki bir kaleci neler düşünür? Yalnızlık çeker mi ? Kariyerinin 20 yılını kaleci olarak geçiren Şenol Hoca:“Kalecilik aslında bana dayatılmıştı! Sonra sevdim. Ne iş yaparsanız yapın başladıktan sonra sahiplenin. Kaleci yalnızdır. Bütün oyuncuların formaları aynı, onunki farklıdır. Alanı sınırlıdır ama özgürsünüzdür… Herkes arkasını dönüp oynar. Sen herkesi kucaklarsın. Sabırlı olmayı öğretir. Hep hazır olmak lazımdır; ama kendini göstermek için öne çıkmak da doğru değildir. Yerinde ve zamanında yapmanız önemli! Sürpriz kafa vuruşuna hazırlıklı olmalısınız, size atacağı köşeyi söylemiyor ki! Hayat da böyle!”

GÜNEY KORE’YE YALNIZ GİTTİK, KALABALIK DÖNDÜK

Şenol Hoca’nın antrenörlüğünde A Milli Takımı, Güney Kore’de 2002 Dünya Kupası’nda üçüncülük elde etmişti. Şimdi 2019’dan beri devam eden ikinci döneminde Milli Takım’ı 2020 Avrupa Şampiyonası’na hazırlıyor. Heyecanlanmalı mıyız? Şenol Hoca, “Umut vermek istiyoruz ve bu umut var şu anda…” diyor: “Umut olmazsa mutluluk sürekli olmaz. Üzülmek için konu çok. Üzülmemek için ortak değerlere sahip çıkmalıyız. 2002’de de Güney Kore’ye yalnız gittik. Gelirken kalabalıklaştık. Taraftardan halktan sevenler vardı ama bugün o konuşmaları yapanlar giderken bizi yok sayıyordu. Dönerken var saydılar. Bu sefer de ‘Niye şampiyon olmadın!’ dediler! Ben eleştiri yapanlara saygı duyuyorum ama hakaretleri kabul etmiyorum. Döndüğümüzde Taksim’de yapılan kutlama ortak değerlerin paylaşımıydı; her çeşit insan hiçbir ayrım olmadan oradaydı… Benim özelliğim verdiğim bu mesajlardı.”

Mustafa Cengiz ile Şenol Güneş arasında sözleşme tartışması!

Bugün düzenlenen Uluslararası Futbol Ekonomi Formu’nda Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz ile A Milli Futbol Takımı Teknik Direktörü Şenol Güneş arasında yabancı futbolculara yapılan sözleşmelerin TL bazında yapılıp yapılmayacağı ile ilgili bir tartışma yaşandı. Şenol Güneş, yabancı futbolculara TL bazında sözleşme yaptırılması halinde dövizin yükselmesi nedeniyle futbolculardan indirim yapmasının istenilmeyeceğini ve bu sayede kuralları kulüplerin koyacağını savunurken, Mustafa Cengiz ise yabancı futbolcuların bunu kabul etmeyeceğini, böyle bir şey olması halinde masadan çabucak kalkabileceklerini belirtti.

İŞTE MUSTAFA CENGİZ İLE ŞENOL GÜNEŞ ARASINDA YAŞANAN O TARTIŞMA:

Şenol Güneş: Sözleşmeyi TL yapın o zaman hiç bu tarz işlemler yapmanıza gerek yok. Şimdi daha kötü oluyor. Mukavelenin şartlarına uymuyorsunuz indirim isteyerek.

Mustafa Cengiz: İnşallah bizim Türk gençleri büyür, tümüyle yabancıya ihtiyaç duyulmaz. Şu şartlarda yabancı oyuncularla TL üzerinden anlaşmanın mümkünü yok hocam. Realist olmak gerekir. Bu sizin temenniniz.

Şenol Güneş: O zaman oyunculardan indirim yapmasını talep etmeyin. Mukavelesine göre ödeyin o zaman.

Mustafa Cengiz: İndirim yapan da euro indirimi yapıyor.

Şenol Güneş: Yapmasın. Ben de diyorum ki anlaşma yaparken TL üzerinden anlaşma yapılsın. Mesela 1 milyon euro alan bir oyuncu onun karşılığı olarak ne kadarsa istesin diyorum.

Mustafa Cengiz: Biz yapamadık. Yapabilen varsa…

“ALIRSANIZ, ZARAR EDERSİNİZ”

Şenol Güneş: Almazsanız oyuncu, yapabilirsiniz. Alırsanız, zarar edersiniz.

Mustafa Cengiz: İnşallah öyle olur. Temennimiz o ama hanımefendinin dediği olay ‘hedge etmek’ yani sigortalamak. Bir malı alırsın Rotterdam’dan İstanbul’a gelene kadar, mesela demir, çelik, petrol öyledir. Uluslararası ticaretle uğraşanlar bunu hedge eder. Ne için hedge eder. Ya bu fiyat yolda gelirken hanemizi harap etmesin. Birden bire yükselmesin. Buna hedging deniyor. Yani onu kurtarırsın zarardan. Biz bunun için teklif aldık. Daha fazlaya geliyor. TL’nin nereye gideceğini hiç kimse bilemiyor. Borsa gibi yani.

Şimdi yine devlet diyeceğim sevgili Şenol hocam. Devlet Uluslararası anlaşmalara ne derece uyuyor? Yani siz bir yasal zorunluluk getirirseniz, mesela kira kontratları Türkiye’de TL’ye sabitlendi. Biliyorsunuz o dönemde dolar aklımda kaldığı kadarıyla 5.80’di. Bunu devletimiz zorunluluk haline getirirse, tek yol o gibi geliyor bana, bu da devletler hususuna ne kadar uygun. Bunu bilmiyoruz.

“DEVLET YAPSIN DERSENİZ, KULÜPLERE GEREK YOK”

Şenol Güneş: Başkanım bu vicdanen de yanlış değil mi? Ben” şimdi sizinle 100 bin euroya anlaşıyorum. 3 sene mukavelem var. 2. senesinde bana diyorsunuz ki 100 bin euro değil bunu TL’ye çevir sabitleştiriyorum. Olmayan bir rakam da bana ödeme yapıyorsunuz. Bu haksızlık değil de, yurt dışından gelen bir oyuncuya diyorsunuz ki, kardeşim kaç milyon istiyorsun, 1 milyon euro. Karşılığı kaç o zaman 6 milyon TL’ydi. Şimdi 9 oldu, 9 ödüyorsunuz. Bu haksızlık değil mi? O zaman diyorum ki onunla da TL anlaş. Şu an siz vergi veriyorsunuz çalışanlar ve hoca için. Vermeyin. İndirim istiyorsunuz aynı oyuncudan yapmıyor size indirim. Gitsin oyuncu versin o zaman vergiyi. Yurt dışında oyuncu veriyor. Bunların hepsinde yeniden bir devrim yapılması lazım diyoruz.

Ha siz derseniz, hep devlet yapsın. O zaman kulüplere gerek yok ki…

“BAKALIM MASADAN KALKMA HIZI KAÇ OLUYOR”

Mustafa Cengiz: Vergiyi zaten yeni yasa 2’ye ayırdı. Kulüplerin ödeyeceği ve futbolcuların ödeyeceği. 20 kulüpler, 40 futbolcuların kendisinin mükellefiyetinde zaten yeni yasayla. Bunun da bir yıl ertelenmesini istiyoruz. Şimdi gelmiş sözleşme uzatacaksın, yeni sözleşme yaptığında yük yapıyor. Veya bize maliyeti yüksek oluyor. Biz en düşük vergiyi verenden maalesef en yüksek vergiyi veren hale geldik. Bu iyi bir şey değil.

Bir de üstüne diyeceksin ki adama TL yap. Tamam, deneyelim. Bakalım masadan kalkma hızı kaç oluyor.

“OYUNCULAR SİZİ KENDİ KURALLARINA MAHKUM EDİYOR”

Şenol Güneş: Şu anda aldığımız bir oyuncu. Büyük paralara döviz ile aldığımız oyuncunun vergisinin belli kısmını biz döviz olarak veriyoruz değil mi? Ondan sonra o oyuncuyla itilaf oluyoruz. Sizi kendi kuralları içinde mahkum ediyor.

Ben de diyorum ki siz kendiniz koyun kurallarınızı. Kulüp gücünü aldığı kurallarla koyması lazım. Ama siz ne yapıyorsunuz. Ben sıkıştım diyorsunuz, gel paranı düşür. Bu daha kötü diyorum ben. Çünkü bir kişiye ben söz vermişim mukavele koymuşum, değiştir diyorum. Hayır değiştirme, kuralları baştan alırken koy diyorum. Hayır benim ona ihtiyacım var diyorsan, kulüp olarak gücün yok demektir. O oyuncu sizin üstünüzde demektir. Almayın kardeşim. O zaman gidin Messi’yi alın.

Şenol Güneş: Fransa’yı yenince Deschamps’tan daha fazla para mı almam gerekiyor?

Şenol Güneş, kendisi için çıkan haberler ile ilgili olarak, “Futbol dışına çıktı para kaçırılıyor algısı oldu. Ekonomiden bahsedeceğiz. Nereden geldiğimi nereye gittiğimi biliyorum. 70’li yılların başında dünya kupasında Pele’yi izlemiştik sonra da Maradona çıktı. Maradona dünya çapında futbolcuydu. Burak, Yusuf ve Mert gibi isimler var. Marka olmak kolay değil. Meşhur olmakla marka olmak farklı. Çamurdan, beton zeminde olamayan olanaklarla oyuncu ürettik. Bugün tesisler mükemmel. Eskiden hiç para yoktu. Kulüplerin seyahat etmesi de büyük olaydı. Yöneticiler her şeylerini ortaya koyuyorlar ama eleştiriler var. Yoklukta Maradona markası oldu. Malzeme yokken dünya kupası geçirdik. Başarısızlık benimse başarı da benimdir. Fransa’yı yenmek bizi yanıltmasın, Fransa ekoldür. Fransa’yı yendik diye Deschamps’tan daha mı çok kazanmam lazım. Gazete ve televizyonda görev alabilirsiniz ama yanınızdakini kovduruyorsanız bu doğru değil. Kimseye şikayet etmedim, haddim de değil. Bana ekonomik konuyla gelinmesi diğer antrenörlere de hakarettir. Nefret tohumu olduğu yerde futbol olmaz. Maradona bu işi para için yapmadı. Son dönemde problem o. Son dönemde iş aşkını göstermeliyiz, hedef olarak parayı değil. Başarısız sonuçlar her milli takımda var. Almanya’da da var. Kaybettiğim maçtan sonra eleştiri alıyorum eleştiri olacak” diye konuştu.

“BİR GÜNDE BAŞARI OLMADI, TRABZONSPOR YUSUF’U GALATASARAY BRUMA’YI, BEŞİKTAŞ CENK’İ SATTI”

Başarının zamanla geleceğini söyleyen Güneş, “Çocuklarımıza doğru örnekler vermeliyiz. Başarılı olamazsan tartışılırsın. Üretemiyoruz diye konuşuyorduk. Bir günde mi başarı oldu. Ahmet Ağaoğlu Yusuf Yazıcı’yı sattı. Yabancı oyuncu alıp sattı. Galatasaray Bruma’yı, Beşiktaş Cenk’i sattı. Hata olacak tabii ki olacak ama bu olanlar da görülmeli” şeklinde konuştu.

“BENİ SEVEN DE SEVMEYEN DE ANLAMALI YETER, KORUMAK ZORUNDA DEĞİL”

Yapısal olarak bir sistem kurulması gerektiğini söyleyen Güneş, “Önce üretim yapacağız. İHA, SİHA’ları yapıyoruz. Biz üretiyoruz. Futbolcuyu da biz üreteceğiz. Bugün antrenörler, hakemler, medya, belediyeler hepsinin değişmesi lazım. Başakşehir, Manchester’ı bir hafta içinde yenince muhteşem ama kaybedince ‘böyle maça mı çıkılır’ eleştirisi var. Eleştiri olur ama maaşla ne ilgisi var. İlkelerimizi ve yapısal reformları oturtamadığımız için konuşmalarımız hep günlük. Beni seven de sevmeyen de anlamalı, beni korumak zorunda değil” ifadelerini kullandı.

“SUÇLAMA YAPARKEN TERAZİNİN DİĞER TARAFINA KENDİNİZİ KOYUN”

Koronavirüs pandemisi nedeniyle futbolun olağanüstü bir süreçten geçtiğini belirten Güneş, “Maç kaybedince futbol batmış gibi bakıyoruz. 3 aydır maç yapmıyoruz ve herkes olağanüstü durumdan geçiyor. Ekonomik olarak değil ruhsal olarak da etkileniyorsunuz. Siz beni suçlayabilirsiniz. Ama terazinin diğer tarafına kendinizi koyun. Ben gelecek nesiller için konuşuyorum. Kulüplerin iyi niyetli olduğunu biliyorum gününde maaş vermek isterler ama geçmişten gelen borçlar var” diye konuştu.

“YABANCI OYUNCU TL’Yİ KABUL ETMİYORSA ALMA”

Yabancı ve yerli futbolcuya Türk Lirası üzerinden ödeme yapılması gerektiğini dile getiren Şenol Güneş, “Biz Türk parasını korumak istiyoruz. Bir sistem olsun. Yabancılar da TL alsın yerli de TL alsın. Kabul etmeyecekse alma oyuncuyu. Maç kaybettiğimizde en çok üzülen biziz. Sonra da arkadan vurayım diyorsunuz. Senin varlığın o kuruma zarar veriyor. Oyuncular üzerinden sahiplenip kulüpçülük üzerinden milli takımı aşağılamak kimseye yarar getirmez. Milli oyuncu gittiği zaman ne yapıyor içeriye döviz getiriyor” şeklinde konuştu.

“HEDEFİMİZ FIFA SIRALAMASINDA İLK 10”

Milli takım olarak FIFA sıralamasında ilk 10’u hedeflediklerini ifade eden Güneş, “Ekonomik olarak kaybettik ama manevi olarak da kaybettik. Hedefimiz FIFA sıralamasında ilk 10. Şu an 33’üncü sıradaydık, bakalım kaçıncı olacağız onu bekliyoruz. Maradona’nın vefatı nedeniyle bugün açıklanacaktı ertelendi” şeklinde konuştu.

“TARİHİMİZDE HEP EKSİDEYİZ”

Futbolda geriden gelmenin zorluğunu yaşadıklarını ve hala artıya çıkamadıklarını söyleyen Güneş, “Tarihimizde hep eksideyiz. Daha artıya geçemedik. Milli takımda 222 galibiyet, 223 mağlubiyetimiz vardı. Macaristan’a yenildik 2 fark oldu. Bunu kapatacağız ama biz eksideyiz bunu söylüyorum. Biz eksiden geliyoruz” dedi.

“FENERBAHÇE, BEŞİKTAŞ, GALATASARAY HEPSİ AVRUPA’DA KAZANSIN”

Uluslararası alanda her takımın kazanması ülke futbolunun yararına diyen Güneş, “Takımlarımızın uluslararası alanda aldığı sonuçlar çok önemli. Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş hepsi kazansın. Rekabet yok etmek değil, en iyiyi ortaya çıkarma savaşıdır. Sırbistan’ı 25 ülkede 525 oyuncu temsil ediyor. Brezilya’nın 29 ülkede 1600 oyuncusu var. Bu ekonomik anlamda da büyük bir kazanç sağlıyor” ifadelerini kullandı.

“KİMİNLE SAVAŞIYORUZ, AYNI YOLDAYIZ”

Milli takımda yapılan eleştirilerin futbolcuları etkilediğini dile getiren Güneş, “Almanya maçında Enes Ünal ve Yusuf Yazıcı’yı oynattım. O kadar ağır eleştiriler geldi ki Yusuf ve Enes’e. Sonraki mücadelede son anlarda oyuna aldım. Bir girsinler moral alsınlar dedim. İdeal kadrodan bahsediyoruz İrfan ve Mahmut benim Fransa maçında oyuncularımdı. Eleştiri yapılacak ama yok etmeye gidersen geleceği de yok ediyorsun. Arkadan gelen oyuncular bu oyuncuları geçmek istiyor. 2002’de oldu. Hakaretlere vardı eleştiriler. Bu oyuncular Seul’de cevap vereceğiz, konuşacağız dediler. Kiminle savaşıyoruz. Aynı yoldayız. Almanya 6-0 yenildiğinde eleştirilmiyor mu? Eleştiri olacak. Bu oynasın, şu oynasın diye eleştiri olacak. Kayıplarda hatalı bensem başarı da benim o zaman” şeklinde konuştu.

“ÜRETİM YAPMALIYIZ, YENİ OYUNCULAR ÇIKARMALIYIZ”

Futbolda üretim yapılması gerektiğini söyleyen Güneş, “Üretim yapmalıyız. Üretirken yarıştan geri kalamayız. Macaristan’a karşı Burak, Çağlar, Zeki, Cengiz’i oynatmazdım. Önemli oyuncularımız ama onlar olmadan da kazanmamız lazım. Ben, 20 kişilik grup bana yeter demedim. Bu doğru değil. Önümüzde Avrupa Şampiyonası var. Alacağımız sonuçlar geleceği etkileyecek. Milli takıma gelen yeni sponsorlar var. Kazanç elde etmeye çalışılıyor” şeklinde konuştu.

“ULUSLAR LİGİ’NDE İSTEDİĞİMİZİ ALAMADIK”

Uluslar Ligi’nde istenilen başarının elde edilemediğini belirten Güneş, “Son kampta böyle mesafeli bir toplantı yaptık. Bir pandemi olayı oldu. Sağlığı ilk sıraya aldık. Bir tane pozitif çıktı. Bir Mert’te pozitif çıktı o da yanlıştı. 3 aydır maç yapıyoruz uzun bir ara verdik. Bir haftada 3 maç oynadık. Bir turnuvanın sonunda isteğimiz sonuç çıkmadı. Beklenti büyüktü. Bu bizim görevimiz. Herkes fikrini söyleyecek. Kulüplere neden ihtiyaçlarımız var; çünkü oyuncularımızı oradan alıyorum. Bakan Kasapoğlu’na katılıyorum birlikte tartışarak doğruyu yapabiliriz. Eleştirelim ama birlikte doğruya varalım” dedi.

Şenol Güneş: Oyuncularıma ve federasyona suçlama yapılmasını doğru bulmuyorum

A Milli Futbol Takımı Teknik Direktörü Şenol Güneş, ay-yıldızlı ekibin doğru yolda olduğunu söyledi. Şenol Güneş; gazete, televizyon ve ajansların spor müdürleri ve temsilcileri ile çevrim içi toplantıda bir araya geldi.

Salgın nedeniyle böyle bir toplantı organize etmek zorunda kaldıklarını aktaran Güneş, UEFA Uluslar Ligi’nde Macaristan’a yenilerek C Ligi’ne düşmelerinin kendilerini üzdüğünü ifade etti.

Milli takımın Uluslar Ligi’ndeki performansını değerlendiren Güneş, “Böyle bir dönemde (salgın) kazanılacak maçların olumlu hava oluşturacağını biliyorduk ama olmadı. Son müsabakada olumlu özelliklerimizi gösteremedik. Uluslar Ligi müsabakaları bittikten sonra 2022 FIFA Dünya Kupası play-off şansımız azaldı.” ifadelerini kullandı.

Şenol Güneş, her maçı kazanmak için oynadıklarını belirterek, karşılaşmaları ciddiye almadıkları iddialarını yalanladı.

“Macaristan maçının devre arasında futbolcularımın gözünde kazanma ışığını gördüm ama ne yazık ki bu ışığı sahaya yansıtamadık.” diyen Güneş, “Macaristan’ın kazanma isteği ve dinamizmi bizden daha fazlaydı. Algıdan olguya geçmemiz gerekiyor. Uluslar Ligi’ndeki rakiplerimiz UEFA sıralamasında bize denk gelen takımlardı.” ifadelerini kullandı.

Geniş bir kadro oluşturduklarını kaydeden Güneş, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Milli takıma çağrılan her oyuncu değerlidir. Uluslar Ligi geride kaldı. Bitmiş olan her şeyle vedalaşacağız. Mazeret sunarak kendi eksikliklerimizi görmezden gelmeyeceğiz. Gönül isterdi ki maçlarımızı kazanıp moral bulalım. Halkımızın bize inanmasını istiyorum. Doğru yoldayız. Gönlü güzel insanların gönlüne yerleştik. Başarıya giden yolda zaman zaman bu tür şeyler oluyor.”

Milli takım kapısının layık olan herkese açık olacağını belirten 68 yaşındaki teknik adam, her zaman en iyisi için uğraştıklarını söyledi.

Ortak ve büyük hayallere beraber ulaşılabileceğini aktaran Güneş, şunları ifade etti:

“Unvanı değil işi büyütmeye çalışıyoruz. Oyuncularıma ve federasyona suçlama yapılmasını doğru bulmuyorum. Bu takım eleştirilebilecek ama sahip çıkılacak bir takımdır. Macaristan’ı yenip grubu ilk sırada bitirseydik bile eleştiri olacaktı çünkü iyi oynamıyorduk.”

 

Şenol Güneş: Takımda büyük değişiklik yapacağım

A Milli Futbol Takımı Teknik Direktörü Şenol Güneş, Sırbistan maçının zor geçeceğini belirterek, “Perşembe günkü maça göre çok değişiklik yapacağız” dedi.

UEFA Uluslar B Ligi 3. Grup ikinci maçında Sırbistan ile karşılaşacak olan A Milli Futbol Takımı’nda teknik direktör Şenol Güneş ve milli futbolcu Ozan Kabak, mücadele öncesi karşılaşmanın oynanacağı Rajko Mitic Stadı’nda basın toplantısı düzenledi. Toplantıda ilk olarak konuşan milli oyuncu Ozan Kabak, Sırbistan’ın önemli bir futbol ekolü olduğunu dile getirerek, “İyi oyuncuları var, hücumda çok etkililer. Biz de iyi bir takımız. Elimizden gelenin en iyisini yapmak istiyoruz. Avrupa Şampiyonası’nın ertelenmesi bizim için olumlu oldu. Sakat olan oyuncular vardı. İnşallah onlar da seneye bizimle birlikte olacak” şeklinde konuştu.

Şenol Güneş: “Macaristan maçına göre kadroda çok değişiklik yapacağız”

A Milli Takım Teknik Direktörü Şenol Güneş ise Sırbistan karşısında Macaristan maçındaki kadrodan çok farklı oyunculara şans vereceğini vurgulayarak, “Yeniden bir yola çıkıyoruz. Üç günde bir maç oynamak durumundasınız. Milli takım takviminde belli bir takvim var. 3 günde bir maç yaparken oyuncuların bir yıpranma payı var. Oyuncuları koruyarak, bu maçta da mümkün olduğunca değişiklik yapmak durumundayız. Bu maçlara değer vermediğimiz anlamı taşımaz. A Milli Takım’a çağrılan her oyuncu, o takımın direk oyuncusu olmalıdır. Bazen oynadığınız oyunun karşılığını alamayabilirsiniz, ama bu gelecek maçlarda yüzde yüz devam eder diye bir şey yok. Perşembe günkü maça göre çok değişiklik yapacağız. Merih 90 dakika ilk defa oynadı. Sağlık olarak sorun yok ama üst üste maç oynarsa ne olur? Takımda büyük bir değişiklik yapacağımızı söyleyebilirim” açıklamasını yaptı.

“Macaristan maçında eksikliklerimizi görmüş olduk”

Deneyimli çalıştırıcı, 1-0 kaybedilen Macaristan maçının sorulması üzerine şu yanıtı verdi:

“Macaristan maçı oyun olarak da sonuç olarak da kötü bir izlenim bıraktı. Oyuncularımız da takımımız da bu değil. Bu dalgalanmayı geçirdik. Hücumda etkili olmamız gerekirken; rakip daha iştahlı ve dikkatli oynadı. Rakip bizden daha fazla pozisyonu girdi. İkinci yarı oyunu dengeledik ama serbest vuruştan gol yedik. 10 ay sonra ilk müsabakayı yaptık. Bazen bazı takımlar daha diri olabiliyor. Takım oyunu olarak da fizik olarak da iyi değildik. Olumsuzlukların fazla olduğu bir maçtı. Bazı oyuncularımızı görme şansımız oldu. Oyun olarak da eksiklerimizi görmüş olduk.”

“Zor bir maç bizi bekliyor”

UEFA Uluslar B Ligi 3. Grup ikinci maçında yarın karşılaşacakları rakibi Sırbıstan’ı değerlendiren Şenol Güneş, “Rakibimiz, oyuncu üretebilen bir ülkenin takımı. Aleksic, Başakşehir’de; Ljajic, Beşiktaş’ta, onlar da yetenekli oyuncular. İyi oyuncuları var. Sırbıstan’da üst seviye liglerde 35 oyuncuları var. Bunların toplam değeri 420 milyon Euro. Bizi zor bir maç bekliyor. Onlar da ilk maçta Rusya karşısında etkili oynadılar ancak Rusya maçı 3-1 aldı. Bu tip maçlarda ne olacağı belli olmuyor. Yarın oynayacağımız maçta kendi oyunumuzu oynayıp kazanmak istiyoruz” değerlendirmesini yaptı.

“Korona virüse karşı herkesin dikkat etmesi gerek”

Korona virüse karşı Türk halkının dikkatli olması gerektiğini söyleyen tecrübeli çalıştırıcı, “İyi bir görüntü değil. Ülkemizde ve dünyada pandemi artarak devam ediyor. Burada sokağa az insan çıkıyor. Bizde de aynı şey olmalı. Herkesin dikkatli olması gerekiyor. Zor bir dönemden geçiriyoruz. Futbol önemli ama sağlık daha da önemli. Tüm dünyadaki insanlara sağlık ve mutluluk diliyorum” diye konuştu.

Şenol Güneş : ‘Hayalim dünya şampiyonluğu ama Türkiye hazır değil!’

Sözcü gazetesi yazarlarının A Milli Takım Teknik Direktörü Şenol Güneş ile yaptığı röportaj şu şekilde ;

-Türkiye için başarı nedir?

“Hayalimde dünya şampiyonluğu var. Ama hayalcilik içinde bunu söylemem. Çünkü gerçeğinde Türkiye’nin dünya şampiyonluğuna hazır olmadığını biliyorum. Bu hedef doğrultusunda çalışmalıyım ama… Kaplumbağanın Mekke’ye gitme çabası gibi… Ben o yolda gitmeliyim. ‘Şampiyonlar Ligi’nde final oynamak istiyoruz’ güzel laf. Ona uygun davranıyor muyuz? Liverpool, Bayern, Real gibi yatırım yapıyor muyuz?”

‘SİSTEM YANLIŞ’

“2002’DE de söyledim: Üçüncü olduk ama dünyanın üçüncü futbol ülkesi olmadık. Avrupa Şampiyonası finallerine katıldık; doğru. Gruptan çıkmak isteriz, yarı final isteriz ama olmasa bile benim doğrularım var. Almanya’nın, İngiltere’nin, Fransa’nın futbol olarak da kültür ve uygulama olarak da gerisindeyim. Aldığımız en iyi oyuncu, oranın en başarısız, dışlanmış oyuncusu. Onların oynatmadığı oyuncuyla onlara karşı yarışmak istiyoruz. Bu sistemde büyük yanlışlık var.”

-Hayal etmeyelim mi yani?

“Benim doğrularım belli. Beklenti oluşturulmak isteniyor. Onlarla aynı fikirdeyim: Gelmişken şampiyon olalım. Avrupa ve dünya şampiyonluğumuz zor gözüküyor ama hayalimiz o olmalı. Ekonomik, teknik, idari ve sportif yatırım olarak eksiğiz. Ben en iyiyim dersem kendimi kandırırım. Ben, bu hayalciliği yapmak istemiyorum. Türk insanına imkân ve zaman verilse başarırız diyorum. Biz imkânı ve zamanı yanlış kullanıyoruz.”

-Kişisel hedefiniz nedir?

“EURO 2020’ye katılmak çok önemliydi. 2004’te bir kaza geçirmiştik. Anormal şartlarda bir Letonya maçı oynadık. Onu telafi ettik. Tekrar Dünya Kupası’na katılmak kişisel hedefim.”

-EURO 2020’ye hazır mıyız?

“FUTBOLCU grubu bize güzel bir ışık tutuyor ve zaman kazandırıyor. Federasyonu da beni de rahatlatıyor. Ama burada bir tehlike var. Bu takım başarısızlığı görmedi. Genç bir grubun başarısızlıktaki dalgalanması hep soru işareti taşır.”

– En önemli maçımız İtalya maçı mı?

“İTALYA maçına çıkıp futbol adına ne oynayacağımızı göreceğiz. Fransa maçında panik yaptık. Böyle bir oyun oynarsak, rakip de değerlendirirse oyun kopar İtalya’da. İtalya maçını ayrı bir yere koyuyorum o yüzden. Onlar genç, dinamik takım. Atarlarsa bizi perişan edebilirler. Ben bunlara hazırım. Çıktık kazandık. İsviçre ve Galler’i yeneceğimizin garantisi mi var? FIFA sıralamasında hepsi üzerimde. Ben sonuncuyum… Beşiktaş’ın Leipzig, Monaco ve Porto’lu grubuna benzetiyorum. Sonuncu da olabilirsin birinci de. Umarım yine birinci oluruz.”

’20 SENE DAHA BEKLEYEMEM!’

Beni her gören ‘İyi bir jenerasyon yakaladık’ diyor. Ben de diyorum ki ‘Zaten kovalıyorduk yakaladık…’ 20 senedir bekliyoruz! Jenerasyonu yakalarsın yeter ki sen o araştırmayı yap. O zaman yakaladık, şimdi geldik yakaladık… Ben bir 20 sene daha bekleyemem! Ne yapacağız jenerasyonu, ‘Seneye olur mu olmaz mı’ diyeceğiz. Jenerasyon için sen de bir şey yapacaksın. Bu grupta Çağlar oynamıyordu, Kaan-Merih idi savunma. Zeki de vardı, Hasan Ali de vardı ama sonuç alamıyorduk. Bunu Lucescu’yu suçlayıp yapamayız. O yanlış bile yapsa benim yanlış yapma riskimi ortadan kaldırdı. Bu yüzden ona teşekkür ediyorum.”

‘BARBAR DİYENE DERS VAR’

“EURO 2020’de duruşumuz çok önemli. Bedava kendini tanıtıyorsun. Sana barbar diyen var, seni kötüleyen var. Sen oturmanla kalkmanla, iyilikle iyi davranarak güzel temsil et, ders ver. 2002’de fair-play ödülünü de aldık.”

‘ÜLKENİN BİRLEŞTİRİCİ GÜCÜYÜZ’

“Ötekileştirme dünyasında Türkiye’de birleştiren unsur olmak istiyoruz. İnsanlar bir araya gelmek istiyor da bir bahane arıyor. Biz ona vesile oluyoruz. Umarım heyecanlı maçlar oynayıp bunu yaparız.”