Mustafa Cengiz ile Şenol Güneş arasında sözleşme tartışması!

Bugün düzenlenen Uluslararası Futbol Ekonomi Formu’nda Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz ile A Milli Futbol Takımı Teknik Direktörü Şenol Güneş arasında yabancı futbolculara yapılan sözleşmelerin TL bazında yapılıp yapılmayacağı ile ilgili bir tartışma yaşandı. Şenol Güneş, yabancı futbolculara TL bazında sözleşme yaptırılması halinde dövizin yükselmesi nedeniyle futbolculardan indirim yapmasının istenilmeyeceğini ve bu sayede kuralları kulüplerin koyacağını savunurken, Mustafa Cengiz ise yabancı futbolcuların bunu kabul etmeyeceğini, böyle bir şey olması halinde masadan çabucak kalkabileceklerini belirtti.

İŞTE MUSTAFA CENGİZ İLE ŞENOL GÜNEŞ ARASINDA YAŞANAN O TARTIŞMA:

Şenol Güneş: Sözleşmeyi TL yapın o zaman hiç bu tarz işlemler yapmanıza gerek yok. Şimdi daha kötü oluyor. Mukavelenin şartlarına uymuyorsunuz indirim isteyerek.

Mustafa Cengiz: İnşallah bizim Türk gençleri büyür, tümüyle yabancıya ihtiyaç duyulmaz. Şu şartlarda yabancı oyuncularla TL üzerinden anlaşmanın mümkünü yok hocam. Realist olmak gerekir. Bu sizin temenniniz.

Şenol Güneş: O zaman oyunculardan indirim yapmasını talep etmeyin. Mukavelesine göre ödeyin o zaman.

Mustafa Cengiz: İndirim yapan da euro indirimi yapıyor.

Şenol Güneş: Yapmasın. Ben de diyorum ki anlaşma yaparken TL üzerinden anlaşma yapılsın. Mesela 1 milyon euro alan bir oyuncu onun karşılığı olarak ne kadarsa istesin diyorum.

Mustafa Cengiz: Biz yapamadık. Yapabilen varsa…

“ALIRSANIZ, ZARAR EDERSİNİZ”

Şenol Güneş: Almazsanız oyuncu, yapabilirsiniz. Alırsanız, zarar edersiniz.

Mustafa Cengiz: İnşallah öyle olur. Temennimiz o ama hanımefendinin dediği olay ‘hedge etmek’ yani sigortalamak. Bir malı alırsın Rotterdam’dan İstanbul’a gelene kadar, mesela demir, çelik, petrol öyledir. Uluslararası ticaretle uğraşanlar bunu hedge eder. Ne için hedge eder. Ya bu fiyat yolda gelirken hanemizi harap etmesin. Birden bire yükselmesin. Buna hedging deniyor. Yani onu kurtarırsın zarardan. Biz bunun için teklif aldık. Daha fazlaya geliyor. TL’nin nereye gideceğini hiç kimse bilemiyor. Borsa gibi yani.

Şimdi yine devlet diyeceğim sevgili Şenol hocam. Devlet Uluslararası anlaşmalara ne derece uyuyor? Yani siz bir yasal zorunluluk getirirseniz, mesela kira kontratları Türkiye’de TL’ye sabitlendi. Biliyorsunuz o dönemde dolar aklımda kaldığı kadarıyla 5.80’di. Bunu devletimiz zorunluluk haline getirirse, tek yol o gibi geliyor bana, bu da devletler hususuna ne kadar uygun. Bunu bilmiyoruz.

“DEVLET YAPSIN DERSENİZ, KULÜPLERE GEREK YOK”

Şenol Güneş: Başkanım bu vicdanen de yanlış değil mi? Ben” şimdi sizinle 100 bin euroya anlaşıyorum. 3 sene mukavelem var. 2. senesinde bana diyorsunuz ki 100 bin euro değil bunu TL’ye çevir sabitleştiriyorum. Olmayan bir rakam da bana ödeme yapıyorsunuz. Bu haksızlık değil de, yurt dışından gelen bir oyuncuya diyorsunuz ki, kardeşim kaç milyon istiyorsun, 1 milyon euro. Karşılığı kaç o zaman 6 milyon TL’ydi. Şimdi 9 oldu, 9 ödüyorsunuz. Bu haksızlık değil mi? O zaman diyorum ki onunla da TL anlaş. Şu an siz vergi veriyorsunuz çalışanlar ve hoca için. Vermeyin. İndirim istiyorsunuz aynı oyuncudan yapmıyor size indirim. Gitsin oyuncu versin o zaman vergiyi. Yurt dışında oyuncu veriyor. Bunların hepsinde yeniden bir devrim yapılması lazım diyoruz.

Ha siz derseniz, hep devlet yapsın. O zaman kulüplere gerek yok ki…

“BAKALIM MASADAN KALKMA HIZI KAÇ OLUYOR”

Mustafa Cengiz: Vergiyi zaten yeni yasa 2’ye ayırdı. Kulüplerin ödeyeceği ve futbolcuların ödeyeceği. 20 kulüpler, 40 futbolcuların kendisinin mükellefiyetinde zaten yeni yasayla. Bunun da bir yıl ertelenmesini istiyoruz. Şimdi gelmiş sözleşme uzatacaksın, yeni sözleşme yaptığında yük yapıyor. Veya bize maliyeti yüksek oluyor. Biz en düşük vergiyi verenden maalesef en yüksek vergiyi veren hale geldik. Bu iyi bir şey değil.

Bir de üstüne diyeceksin ki adama TL yap. Tamam, deneyelim. Bakalım masadan kalkma hızı kaç oluyor.

“OYUNCULAR SİZİ KENDİ KURALLARINA MAHKUM EDİYOR”

Şenol Güneş: Şu anda aldığımız bir oyuncu. Büyük paralara döviz ile aldığımız oyuncunun vergisinin belli kısmını biz döviz olarak veriyoruz değil mi? Ondan sonra o oyuncuyla itilaf oluyoruz. Sizi kendi kuralları içinde mahkum ediyor.

Ben de diyorum ki siz kendiniz koyun kurallarınızı. Kulüp gücünü aldığı kurallarla koyması lazım. Ama siz ne yapıyorsunuz. Ben sıkıştım diyorsunuz, gel paranı düşür. Bu daha kötü diyorum ben. Çünkü bir kişiye ben söz vermişim mukavele koymuşum, değiştir diyorum. Hayır değiştirme, kuralları baştan alırken koy diyorum. Hayır benim ona ihtiyacım var diyorsan, kulüp olarak gücün yok demektir. O oyuncu sizin üstünüzde demektir. Almayın kardeşim. O zaman gidin Messi’yi alın.

Start a Conversation

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir