Etiket: mehmet demirkol

Mehmet Demirkol: Erol Bulut bugün gönderilse itiraz eden çıkmaz

ZAFER BÜYÜKAVCI: Fenerbahçe, ligin dibindeki Gençlerbirliği’ne kaybetti ve zirve yarışında ağır yara aldı. Eleştirilerin hedefinde doğal olarak Erol Bulut var. Gelecek hafta ise rakip, Lider Beşiktaş… Sarı- Lacivertliler; derbi öncesinde radikal bir karar almalı mı? Daha net sorarsak; Erol Bulut ile devam etmeli mi?

“Bulut konsantre değil”

MEHMET DEMİRKOL: Erol Bulut, Fenerbahçe kamuoyu ve yönetimine ‘gönderilme izni’ni verdi. Bu iç saha performansı, sadece skorlarıyla rezalet değil! Erol hoca, ‘forma adaleti’ni sağlayamadı. Yüzde 100 hazır olduğunu her an gösteren İrfan Can Kahveci’nin halen yedek kalması bunun göstergesi. Aynı şekilde Erol Bulut’un ne içeride ne dışarıda; yerinde ve zamanında oyuna ve kadroya müdahaleler yaptığını görebiliyoruz. Bunların istisnası var, ama en iyi oynadığı maçta bile (mesela Konya) bir anda oyunu rakibe veriyor ve buna müdahale etmek için de çok bekliyor. Dolayısıyla Erol Bulut’un ‘tam konsantrasyon’la işini yapabildiğini söyleyemeyiz. Bugün gönderilse, itiraz edecek pek kimse çıkmaz. ‘İstikrar güzeldir’, ama Erol Bulut’un ‘iç saha başarısızlık istikrarı’ da baş ağrıtır.

“Beşiktaş-Yalçın örnek”

SORU 2: Fenerbahçe Yönetimi, hem sezon başında hem de devre arasında yaptığı transferler ile dikkat çekti. Kenar yönetimi ne istediyse; gitti, aldı ve getirdi. Alternatifi bol bir kadro kuruldu ancak oynanan futbol, beklenenin çok uzağında. Sana göre bu kadro, şampiyonluğa oynayacak bir kadro mu?

Kadro genel olarak iyi, ama kullanımında sorun var. Sosa, Trabzon maçı dışında, ‘taşınması gereken bir oyuncu’ portresi çizdi. Hem yaşı hem yaşam şekli, O’nun Atiba ya da Gustavo gibi olmasını engelliyor. Mesut transferi ‘riskli’ idi. Analizlerin doğru yapılmadığını, ‘şimdilik’ görebiliyoruz. Sportif Direktör ve ekibi, ‘Mesut analizi’ni doğru yapmalıydı. BÜtün bunlar bir yana… Eldeki kadro, şampiyonluk mücadelesi için kesinlikle yeterli. Sorun, bazı oyuncuların ne durumda olurlarsa olsunlar, ‘forma alıyor’ olmaları. ‘Forma adaletin’ olmadığı zaman, her şey bozuluyor. Erol Bulut’un bu tecrübede bir kadroyu iyi idare ettiğine, önce o tecrübeli oyuncuların inanması ve ikna olması lazım. Eğer bu olursa, işler çok kolaylaşıyor. Tıpkı Sergen Yalçın ve Beşiktaş’ın tecrübelileri arasındaki duygu, düşünce ve plan alışverişi gibi… Fenerbahçe’de burada çok ciddi bir kopukluk var. Erol Bulut belki kendisini hatırlayıp bunları düzeltebilir. Ancak şu an için o kadar çok ıska attı ki, ‘Büyük takım beklemez’ prensibi devreye girebilir.

“Kendi fikirlerini uygulamalı”

SORU 3: Fenerbahçe nasıl düzelir?

Eğer Erol Bulut ile devam edilecekse buradaki tek şart, hocanın kendine gelmesi ve yüzde 100 kendi fikirlerini uygulamasıdır. Mesela Caner Erkin’i dışarıda bıraktığı gibi, dışarıda kalacak diğer oyuncuları da belirlemesi gerekir. Oyun ile yapılması gereken ise şu: 1- ‘İrfan Can Kahveci-Pelkas ikilisi’ni ceza sahası penceresinin içinde tutacak… 2- Samatta’yı kendine getirecek… 3- İki savunma bekini sürekli hücumun parçası yapacak bir ‘ön alan baskı oyunu’ şart… Ancak bu çatıyı kurduktan sonra; başka kimleri oynatacağınızı planlarsınız. Fenerbahçe, Alanya maçında oynadığına benzer bir oyunla, belki Beşiktaş’tan da üç puanı alabilir. Ama bu değişiklikler olmazsa, yine ligin dibindeki ekiplere puan kaybedip, zirveden uzak kalabilir.

“FETÖ varsa sahaya çıkılmaz”

SORU 4: Yöneticilerin, Gençlerbirliği maçı sonrasında VAR Odası’ndaki operatörlerden bahsederek FETÖ ile ilişkilendirmesi konusundaki fikrin nedir?

Eğer ‘hain terör örgütü’nün VAR’ı yönettiğine eminsek; buna sadece ‘isyan’ edilmez. Burada yapılması gereken iki ihtimal vardır. Birincisi… Sadece VAR’ı, MHK’yi değil; buna izin veren Futbol Federasyonu’nu da baştan aşağıya indirirsiniz. Taş taş üzerinde bırakmazsınız. İkincisi… Ya da lige çıkmazsınız. Yapılan suçlamanın ciddiyetini düşürmemek için ‘biz, yine de maçlarımıza çıkıyoruz’ denemez. Burada darbe girişiminde bulunmuş bir terör örgütünden bahsediyoruz. Onların varoldukları bir yerde kalınmaz…

Mehmet Demirkol’dan Rıdvan Dilmen’e sert gönderme!

Spor yazarı ve yorumcusu Mehmet Demirkol, Beşiktaş ‘ın deplasmanda 2-0 kazandı Kayserispor maçıyla ilgili analizini paylaştı. Socrates Dergi YouTube kanalında değerlendirmeler yapan Demirkol dikkat çeken ifadeler kullandı. Demirkol, eski futbolcu ve NTV yorumcusu Rıdvan Dilmen’e de sert göndermeler yaptı.

Hakemlerin seviyenin üzerinde olduğunu söyleyen Demirkol, Cüneyt Çakır’ın hakemlikte yaptığını futbolcuların da yapması gerektiğini vurguladı. Demirkol, “Bence hakemler seviyenin üzerindeler. Futboldaki Cüneyt Çakır bizde yok ki bizde. Var mı? Yok yani. Arda Turan önceki dönemlerde olabilir. Ama 1 tane… Cüneyt Çakır’ın yaptığını oyuncu olarak 50 kişinin yapması lazım. Bizde çıkanların çoğunluğu ya Altınordu altyapılı ya da üretim hatası” diye konuştu.

Mehmet Demirkol, Türkiye’de hakemlik problemi olduğuna dikkati çekti. Deneyimli yorumcu, “Türkiye hakemlik problemi var. Çok basit. Mesela transfer olan savunma oyuncuları 3 hafta içinde, hücumcuya bir çarpıp kendini yere kendilerini attığında hakemin faul çalacağını biliyorlar. Bu konuda her takımda ünlü oyuncuları var. Mesela Marcao bunu çok iyi kullanıyor. Dün, Vida’nın bir pozisyonu var. Bu hakemlik problemi” görüşünü savundu.

Öte yandan Demirkol isim vermese de Rıdvan Dilmen’e de gönderme yaptı. Demirkol şu ifadeleri kullandı:

“Hakemlik probleminden daha büyük problem ne? ‘Ben o penaltıları vermem’ denilmesi. Yahu sen kimsin? Ne ara taktın FIFA kokartını? Daha kuralı bilmiyorsun ki… Yani iki penaltı da doğru bir kere. Hakem verdiyse doğrudur. Öyle pozisyonlar çünkü. İkinci penaltıda ligde 5 defa verildi. Fenerbahçe -Beşiktaş maçında verildi. Belli ki Serdar Tatlı, böyle penaltıları verin demiş. Bu denmişse ve hakemler bunu uyguluyorsa, ‘Ben vermem’ ne demek?”

Demirkol, Rıdvan Dilmen’in yaptığı, Merkez Hakem Kurulu Başkanı Serdar Tatlı’nın bazı hakemler tarafından gönderilmek istendiği yorumlarına da sert çıkarken, “Hakemlik konusunu hepimiz konuşuyoruz. Kesin yargılarda bulunabilecek pozisyonlar var. Ama geri kalanı uzmanlık gerektirir. Bir doktora gidiyorsun ve bir yakının, ‘Hangi doktora gittin?’ diye soruyorsun. Daha sonra, ‘Yahu sen şu doktora gitsene, o Türkiye’nin 1 numaralı ismi’ diyor. Nereden biliyorsun? Uzmanlığa saygısızlık böyle birşey. Bunu demeyenimiz var mı? Hepimizde var yani. Futbol üzerine konuşmak başka birşey, bir hakemin maçı manipüle ettiğini söylemek başka birşey. “Hakem maçı manipüle ediyor, kendi MHK’sini yok etmeye çalışıyor, Serdar Tatlı’nın altını oyuyor” oyuyorlar dediğin zaman başka birşey çıkıyor. Ayrıca bunu ‘ben olsam vermezdim’ gibi bir cümle ile anlatıyorsun. Sen zaten hakem değilsin, oynadığın da 2 sezon” dedi.

Mehmet Demirkol'dan Rıdvan Dilmen'e sert gönderme!
Mehmet Demirkol

Rıdvan Dilmen ne demişti?

Kayserispor – Beşiktaş maçından sonra konuşan Rıdvan Dilmen, “Bu hakemler, yaşadıkları gibi inanıyorlar. Kayserispor kazanacak bir şey yapmadı ama maça mücadele ettiler. Yahu Cüneyt, sana ne ya, maç bitiyor zaten! Bugünkü iki penaltıyı da Beşiktaş’ın aleyhine vermezler. İki penaltıyı da vermem ben. Uzaktan yakından alakası yok. Bunları yeteneksiz hakemler de yapmaz” dedi.

Ayrıca Rıdvan Dilmen, “Fırat Aydınus da galiba hakemliğe devam etmek istiyor. Lobisi de var sanırım. Sizin hesabınız ne? Bugün Kayserili oyuncu, Beşiktaşlı oyuncuyu sakatlamak için giriyor bugün… Tırnağına gelse kırmızı kart yahu! Cüneyt Çakır bilmiyor mu bunun kırmızı olduğunu? Niye çağırmıyor? Serdar Tatlı’yı da yollayacaklar oradan… Sen ne kadar iyi niyetli olursan ol! Urfa yolları gözüktü… Beşiktaş yener, şampiyon da olur. Ben Denizli’de yenmesine rağmen Fenerbahçe’nin, Fenerbahçe karşısında Başakşehir’in mağdur edildiğini gördüm ve söyledim. Sen Cüneyt Çakır olarak niye çağırıyorsun? Türkiye’de garip şeyler oluyor. Oyuncunun cezası gece yarısı kaldırılıyor… Kayseri’ye saygısızlık etmek istemem. Beşiktaş’a da öyle… Ama Cüneyt Çakır sen niye çağırıyorsun?” değerlendirmesini yapmıştı.

Mehmet Demirkol : Takım raydan çıkmış

Mehmet Demirkol’un yazısı şöyle;

21. dakikada evinde 2-0 geri düşünce ‘Eyvah!’ mı diyorsun, yoksa ‘Hadi arkadaşlar. Düzeltiriz!’ mi? Fenerbahçe ‘Eyvah!’ diyor. Aşırı gerginler. Sorunları büyüten bu. Öte yandan Malatya 4 santrforla 1-0’a kadar stoperlere baskı yapan ama dengeli bir oyun sergiledi. 2- 0’a kadar tam saha presle topu çok iyi gezdiren, Fenerbahçe’nin hatlarını biribirinden kopartan sağlam ve rahat bir oyun… 2-0’dan sonra da oyun merkezini geri çekip rakibi erken ortalara zorlayarak rahat karşıladıkları bir savunma… Malatya mükemmeldi. Fenerbahçe gergin, ağır, tedirgin paslaşan çok stresli bir ekip. Fenerbahçe, Malatya’nın kontrolünde uzak şut ve kalabalığa orta dışında üretemedi. Hamza Hoca’nın savunmasını enine ya da boyuna genişletecek bir girişimde de bulunmadılar, bulunmadılar değil. Savunmada duran top yan top sorunları da devam edince eksiye düştüler. Merkezi kullanamadılar. Takım raydan çıkmış görünüyor. Raya girmek için ilk şart bu gerginlikten kurtulmak.

Gecenin sorusu

Oyun istatistiklerde olduğu gibi %66’ya %34 Fenerbahçe’de mi gerçekten? Her saniye %100 Hamza Hoca’daydı halbuki.

Maçın starı

Kubilay Kanatsızkuş sistemi mükemmel işleten olağanüstü bir pivot performansı gösterdi. Umut da her Fenerbahçe maçında olduğu gibi %150’yle oynadı. Oyunun mimarı Hamza Hoca’yı unutmamak lazım. Rakibin tüm sorunlarını büyüttü.

Maçın olayı

Fenerbahçe’nin bilgeliğe, soğukkanlılığa, kontrole ihtiyacı var. Volkan Demirel, Emre Belözoğlu, Ali Koç ve Erol Bulut; doğru organize olursa inanılmaz bir enerji üretebilir, organize olamazsa Çernobil de olabilir…

Kısa mesaj

Caner olağanüstü ortalar yapan bir oyuncu. Ancak futbolda ‘ortacılık’ diye bir pozisyon yok. Bu yüzden tutunca ‘yıldız’ tutmayınca ‘sorun’ oluyor. Caner değil, durum…

Mehmet Demirkol’dan son dakika açıklaması

Yazarımız Mehmet Demirkol, sosyal medyadan kendisine yönelik yorumlar sonrası Twitter hesabından bir açıklama yaptı.

İşte Demirkol’un açıklaması:

Bir profesyonelin mesleki davranış ve angajmanlarını eleştirmek ya da durum tespiti yapmak benim işim. Katılır ya da karşı çıkabilirsiniz. Bu işin doğasıdır.

Ancak gerçek olan şudur: Eleştirdiğim/durum tespiti yaptığım sadece spor insanıdır. Sadece onun profesyonel kişiliğidir. Özel hayatı, cinsiyeti, dili, dini, mezhebi, ırkı konu değildir. Olamaz…

Sevgili Hande Sümertaş için yaptığım eleştiri/durum tespiti tam olarak da bu çerçevededir. Konunun onun cinsiyeti ya da kimliğini oluşturan diğer herhangi bir şeyle alakası yoktur. Olamaz…

Yani örnek vermek gerekirse, -beni mazur görsün- sevgili Volkan Ballı da aynı durumda olsa söyleyeceklerim birebir aynı olacaktır.

Bu durum bir yana konunun, bu tavrın tamamen dışında çok hassas bir yere gittiğini de tüylerim ürpererek takip ettiğimi söylemem lazım. Cinsiyetçi, kanunların sınırlarını zorlayan, tehlikeli bir tavır, bir linç büyüyerek yayılıyor. İçine yalanları, saçma komplo teorilerini, organize iftiraları da alarak… Bu korkunç bir durum.

Doğal olarak gelinen bu hali gördükçe acaba yaptığım ‘durum tespiti’ni hiç yapmasaydım diye düşünmeden edemedim.

Vardığım sonuç hiç tartışılmaz bir şekilde şudur:

Bir profesyoneli, sadece kadın olduğu için eleştirmemek de son derece cinsiyetçi bir tavırdır. Sonuçları kısa vadede farklı olabilir ama orta uzun vadede gideceği yer aynıdır.

Bu asla doğru değil ve bunu yapmayacağım.

Ancak şu çağrıyı yapmak zorunda hissediyorum.

Eleştiri sınırlarının dışında hoyratça davranan herkese sesleniyorum.

Kendinize gelin! Suç işlediğinizin farkına varın.

Mehmet Demirkol : En avantajlısı Trabzonspor

Mehmet Demirkol’un yazısı şöyle ;

Üç gündür en az kadro müdahalesine ihtiyaç olan takımın Trabzonspor olduğunu yazıyorum. Hele bir de medyada yer alan haberlerdeki gibi Elneny olasılığı varsa ligin tartışmasız 1 numaralı kadrosu Karadenizliler’de olacak. Zira öne geçme konusunda bir sıkıntısı olmayan Trabzonspor’un oyunu tutma, top yaparak rakibi koşturma eksiğini Elneny’nin varlığı kapatabilir. Bu Parmak’ın oyununu da etkiler. Bu durumda ‘maç başına 2.02 puanlı şampiyon kıskacı’na takılmış ligimizde zirveyi bulması çok zor olmaz. Başakşehir’in Avrupa Ligi sonrası kendisini yenilemesinin kolay olmadığı, Şampiyonlar Ligi yılında 8 ayda 40 lig maçının yıpratıcı olacağı açık. Diğer 3 İstanbul büyüğü ise büyük kadro yenilemeleri içine girmek zorundalar. Dolayısıyla Trabzonspor ’un çok net bir avantajı var. Öte yandan 2 temel ve potansiyel olarak büyük soruna çözüm bulmaları gerekiyor…

Finasal durum kritik

Öncelikle finansal durum en önemlisi. Avrupa gelirlerini kaybetmişken harcama limitleri konusunda ciddi bir sıkıntı yaşanacağı kesin. Borç yapılandırması sonrası ödeme zamanının yaklaşması da Karadeniz ekibini etkileyecek. Elinde iyi para edecek genç yetenekler var. Ama pandemi hem onların performansını kötü etkilediği için satış rakamlarını düşürmüş olabilir. Hem de kulübün durumunu bilen alıcılar, tok bir satıcıyla karşı karşıya olmadıkları bilinciyle pazarlık gücüne sahip olacaklar. Bunlar yönetimin işini zor hale getirdi. Şampiyonluk ve Şampiyonlar Ligi hayali kurulurken başka bir boyuta geçildi. Bu eldeki oyuncuların kalma gitme kararlarını da kökten etkileyecek.

Newton’u en çok başkan istedi

Başkan, Eddie Newton ’la çalışmak istiyordu. Ancak yönetimde herkes aynı fikirde değildi. Sonuçta Başkan’ın istediği karar verildi. Burada önemli olan kimin kimi istediğinden çok karar mekanizmasının nasıl ve neye göre çalıştığı. Newton, Di Matteo ve Hiddink ’in yanında yardımcı antrenör olarak çalıştı. Yeterli görgüye sahip. Ancak asıl uzmanlık alanı gözlemcilik ve scoutluk. Bir futbol kulübünde pozisyonlar arasında bu kadar hızlı geçişkenlik olması sorun yaratabilir. Tabi her şeyin yerine oturmuş olduğu bir organizasyonda bu daha kolay olur. Burada 2 temel konuya bakmak lazım.

Mehmet Demirkol: 6 saniye kuralında rekor Karius’un

Mehmet Demirkol, gündemini değerlendirdi. Demirkol, Süper Lig’de dün akşam oynanan ve çok konuşulan Galatasaray – Gaziantep FK maçı hakkında çarpıcı ifadeler kullandı. Demirkol, Hakem Alper Ulusoy’un uyguladığı ‘6 saniye’ kuralı hakkında da önemli bilgiler paylaştı.

“Benim tezim şu: Karşındaki oyuncunun ağırlığı farklı. Okan 18 saniye topu elinde tutuyor. Muslera olsa, çalamazsın bunu. Daha önceki örneklere baktık. Rekor Karius’ta. Antalyaspor – Beşiktaş , maçında Karius, 19.92 saniye topu elinde tutuyor”

“Fatih Terim’in kendince haklı olduğu şeyler var ama benim de merak ettiğim şeyler var. ‘Onların yaptıklarını yapsam 100 maç ceza yerim.’ dediği kim mesela acaba? Teknik heyetlerde öyle bir profil var mı şu anda Süper Lig’de? Hüseyin Çimşir mi, Okan Buruk mu? Fenerbahçe ‘nin zaten hocası yok. Sergen Yalçın’ın da öyle bir durumu yok.”

“Muslera varken olmaz, seyirci varken de çalamazsın onu. Şurası şampiyonluk maçı, 50 bin kişi olacak…Seyirci olmadığı zaman hakemler, özellikle kendi evlerinde büyük takımların aleyhine, biraz olduklarından daha sert davranacaklardır”

Gaziantep FK’nın iptal olan golü hakkında

“Savunma topa dokunur ya da topla oynarsa ifadesi önemli. Futbolda baskı anında olunmayan durum yok. Bilinçli olarak Taylan gelen topa vuruyor. Bence burada pozisyon sona erdi. Fenerbahçe maçında da benzeri bir durum oldu. Ne şartta olursa olsun, oyun durmamışsa sonuna kadar bakarım diyecek IFAB. Ya da alandan bahsedecek mesela yarı saha meselesi olabilir. Bence rakip topa dokunduğu anda olay biter”

Gaziantep FK’nın attığı gol bana göre ofsayt

“Bu hafta yaşanan iki pozisyon, Ankaragücü-Başakşehir ve Galatasaray-Gaziantep FK maçlarında yaşanan pozisyonlar bence ikisi de ofsayt. Çünkü burada Kenan koşusuna devam ediyor ve kaleciyi yanıltıyor.

Mehmet Demirkol: Fenerbahçe, çok derin bir depresyonda

Mehmet Demirkol, yayıncı kuruluş beIN Sports’ta yayınlanan beIN MANŞET programından birbirinden çarpıcı yorumlarda bulundu. Demirkol, UEFA’nın kararlarını, dün oynanan Fenerbahçe – Trabzonspor maçını ve TFF Başkanı Nihat Özdemir’in Fenerbahçe’den istifasını değerlendirdi.

İşte Demirkol’un yorumları:

“Önümüzdeki sezona nasıl başlayacağız? Bu seneyi nasıl bitireceğimizden ziyade ben onu daha çok merak ediyorum. Bu sene bitecek belli ki. Şampiyonlar Ligi’nde 8’li Final formatı ise daha iyi olabilir. İleride de böyle olsun.”

‘Trabzonspor, Covid-19’dan hiç etkilenmemiş’

“Trabzonspor, Covid-19’dan hiç etkilenmemiş. Sanki bu sürecin hiç uğramadığı bir ülkeden gelmişler. Başka bir gezegenden gelmiş gibiler. Ne fizik, ne moral, ne konsantrasyon düşüşü var. Sosa yok, Nwakaeme sakatlandı çıktı. Bu, ciddi bir hücum gücü eksikliği. Ama Ekuban ve Sörloth, birbirlerini 4 pozisyona soktular.”

‘Fenerbahçe’nin bu kadar kötü bir kadro, takım olduğunu düşünmüyorum’

“Fenerbahçe, gol yemek için bir rakibe ihtiyaç duymuyor, kendi kendine gol yiyebiliyor. Trabzonspor da ne olursa olsun atabiliyor. Bir anını bulup atabiliyor. Fenerbahçe’nin bu kadar kötü bir kadro, takım olduğunu düşünmüyorum. Problem şu; Fenerbahçe, çok derin bir depresyonda. Çok ağır bir depresyon yaşıyor yani. İçinden çıkamadığı depresyonun yanı sıra, panik ataklar da yaşıyor. Psikolojisi çok korkunç.”

‘Her şeyi Emre Belözoğlu yapıyor büyük ihtimalle’

“Telefonla oyuncu değişiyor. Emre Belözoğlu değiştiriyor, Tahir hoca değiştirmiyor ki. Tahir hoca söylüyor zaten, ‘Ben geldiğimde planlar yapılmıştı. Burada iyi bir kadro var. Onlar yapıyor, ben de fikirlerimi beyan ediyorum, beraber yapıyoruz.’ demişti. Tahir hoca, önümüzdeki sezon altyapıda bir görev alacak. Şimdi de Pro Lisansı olduğu için orada duruyor. Teknik direktörlük yapmıyor. Her şeyi Emre Belözoğlu yapıyor büyük ihtimalle.”

“Emre Belözoğlu’nun içindeki cevherden yararlanılacaksa, Emre Belözoğlu’nun önce bu dikenlerden kurtulması lazım. Kendisinin yapması lazım, başka kimse yapamaz bunu. Fenerbahçe’nin; Luiz Gustavo sakinliği, soğukkanlılığı, kararlılığına ihtiyacı var. Saha içerisinde farklı, saha dışında farklı deniliyor ya. Ben de buna katılıyorum artık. O zaman, saha dışında kalmak zorunda kalınılır. Böyle olacaksa…”

Mehmet Demirkol: Hasan Kartal’ın korkunç dilini anlamıyorum

Mehmet Demirkol, beIN SPORTS’ta yayınlanan beIN MANŞET programında geride kalan hafta sonunun maçlarına ilişkin değerlendirmelerde bulunurken Çaykur Rizespor Başkanı Hasan Kartal’a yönelik eleştirilerde bulundu.

İşte Mehmet Demirkol’un Çaykur Rizespor – Galatasaray maçına ilişkin açıklamaları:

‘Muslera’nın sakatlığı çok üzücü’

“Herhangi bir futbolcu değil Muslera, çok özel bir kişilik. Çok üzücü. Eminim eskisinden daha sağlam bir şekilde beklenenden önce döner. Çok geçmiş olsun”

“Çok üzücü ama yapacak bir şey yok. Doğru bir tepki değil aslında. Hakem, kural ne diyorsa onu yapmış. Muslera’nın sakatlandığı pozisyonda, Fatih hocanın hakeme yaptığı eleştiri duygusal bir eleştiri. Hakem, yapması gerekeni yaptı. Hakem, Muslera’nın sakatlanmasını ister mi? ‘Bacağını kırınca mı kaldıracaksın?’ sorusu, duygusal bir soru”

‘Saracchi ne yapıyor’

“Samudio’nun ne yaptğını bırak, Saracchi ne yapıyor? Oyunla veya topla bir alakası var mı? Bu ayak neden öyle açılıyor ve uzun süre öyle kalıyor? Bu soruların cevabı, bana penaltıymış gibi geliyor”

‘Korkunç dilini anlamıyorum’

“Çaykur Rizespor Başkanı Hasan Kartal’ın korkunç dilini anlamıyorum. Galatasaray’ın bu konudaki eleştirisi haklı. Böyle bir şey denir mi? Herkes eleştirmeli”

“Buna cevap olarak da ‘Cellat başı’ denmez. Birbirimizi nelerle suçladığımızın farkında mıyız?”

5 oyuncu değişikliği

“Bu 5 oyuncu değişikliği geldiği andan itibaren, artık ‘Oyuncu değişikliği’ diye bir şeyden bahsetmiyoruz. Takımı ve oyunu değiştiriyorsun. Mesela Fenerbahçe, bunu yaptı”

“Bunun üzerine artık hesap kitap yapılacak, taktikler üretilecek. Son 10-15 dakika için çok farklı planlar yapacaksın. Kalıcı olursa, oyunu da çok değiştirecek”

Mehmet Demirkol: Düşük ihtimal ama Emre Belözoğlu seneye teknik direktör olabilir

Mehmet Demirkol, beINSPORTS’ta yayınlanan programda gündemini değerlendirdi. Fenerbahçe’nin kalan maçlar için tercih ettiği Tahir Karapınar ve kulübün yapılanması hakkında konuşan Demirkol, gelecek sezon için çapıcı bir ifade kullandı. Demirkol, Fenerbahçe’nin gelecek sezon için teknik adam konusunda üç ihtimal olabileceği ve bu ihtimallerden birinin de Emre Belözoğlu olabileceğini söyledi.

“Fenerbahçe’nin savunma hattına oyuncu alması lazım”

“Fenerbahçe için teknik adam kim olursa olsun, Tahir hoca olsun, Guardiola olsun; Fenerbahçe’nin savunma hattına oyuncu alması lazım. Fenerbahçe’nin orta sahasını destekleyecek oyuncuya ihtiyacı var. Fenerbahçe’nin iyi bir kaleci performansına ihtiyacı var. ‘Altay olmaz.’ demiyorum ama Altay’ın daha iyi performans göstermesi lazım

“Dizayn yapılması lazım”

“Fenerbahçe’nin bir kere kadrosunun ana hattını bu sene, önümüzdeki sene bilmiyorum ama, yavaş yavaş oluşturmaya başlaması lazım. Bu bir karmadır. Gustavo gibi bir oyuncu da olur orada, Ömer Faruk olur, Vedat olur, bilmiyorum. Senelerdir kadro mühendisliği dediğimiz şey, oyuncu özellikleri, kulüp aidiyeti, taraftarla bağlantı, liderlik, hem sosyal hem teknik, bütün bunları bir araya getiren bir dizayn yapılması lazım”

“Fenerbahçe’nin kadro yapılanması yapması lazım. 2 senedir yapılamadı daha. Kadrosu kadar da oynamadı, kadrosu da yenilenemedi. Bugün teknik direktör getirmek, kralını getir olmaz. Şu günkü şartlarda özellikle”

“Çok düşük ihtimal, Emre Belözoğlu olabilir önümüzdeki sezon teknik direktör”

” Gelecek sezon için 3 ihtimal var. 1, gelecek olan hoca şu anda çalışıyor olabilir. 2, adam yurt dışındadır ya da çok düşük ihtimal, Emre Belözoğlu olabilir önümüzdeki sezon teknik direktör. Sosyal medyada bir infial görüyorum. Bu, bir teknik direktör ataması değil. Sahaya çıkacak pro lisanslı bir hocaya ihtiyaç var ve belli ki Tahir hoca da altyapıda değerlendirilmek isteniyor. Zannediyorum Emre Belözoğlu’nun tercihi. Şimdilik kulübede pro lisanslı hoca olarak Tahir hoca oturacak. ‘Fenerbahçe’nin teknik direktörü oldu.’ demek değil bu.”

TFF Başkanı Nihat Özdemir’in Vefa Küçük’e verdiği yanıt hakkında

“TFF antetli kağıtla cevap vermek de doğru değil çünkü TFF’yi bağlayan bir durum yok. Vefa Küçük’e verilen cevap da şahsi bir cevap, federasyonun cevabı değil. Federasyonun bu konudaki kararı zaten belli”

Mehmet Demirkol’dan Süper Lig için flaş öneri!

İŞTE MEHMET DEMİRKOL’UN DEĞERLENDİRLEMELERİ:

“FIFA VE UEFA İYİ İDARE ETMELİ”

En hızlı futbolun toparlanmasıyla ilgili olarak bu fikir doğru olabilir. Mantıklı geliyor bana. Almanya’nın izlenme oranlarını gördükten sonra da insan bu konuda daha rahat konuşabiliyor. İnsanlar özlemişler futbolu ve istiyorlar. Kısa vadede bir kriz olacaktır muhtemelen ama uzun vadede çok daha hareketlenecektir. Buradaki tek büyük tehlike, birkaç büyük ligin daha da güçlenmesi, diğer lokal liglerin zarar görmesi, yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalması. Buradaki büyük tehlike bu. Bunu idare etmek de FIFA ve UEFA’nın görevi. Geri kalanların, 5 büyük lig dışında kalanların çok iyi desteklenmesi lazım. Desteklenirse sorun olmaz, futbol eskisinden de büyük olabilir.

“ABDULLAH AVCI BAŞARILI OLURDU”

Fikret Orman yönetimi geldiği zaman, ‘Doğru planlamayla önümüzdeki 20 yıl Beşiktaş’ın olabilir’ dediğimi hatırlıyorum. İyi adımlar da atılmıştı ama ekonomisini kötü idare ettikleri için iş yürümedi. Halbuki ekonomisi iyi idare edilmiş olsa, Abdullah Avcı geldiğinde daha oturmuş bir yapının üzerine, devam eden bir yapının üzerine işini yapar ve başarılı olurdu. Geçtiğimiz 2 senenin çok dışında bir ekonomik yapının içine geldi. Şenol hocanın ayrılmasının sebeplerinden biri de buydu. Planlamanız gereken şey şu, ‘Ben önümüzdeki yıl şampiyon olacağım.’ diye girmeyeceksiniz. ‘Ben önümüzdeki 10 senede 5 kez şampiyon olacağım.’ diye gireceksiniz. İlk 5 sene şampiyon olamayabilirsin ama doğru planlamayla sonraki 5 sene şampiyon olursun. Türkiye’de her şey birilerine bağlı. Galatasaray ‘ın neredeyse bütün başarısı Fatih Terim’e bağlı. Bir sisteme, metoda oturtulmuş değil. Fenerbahçe’nin ne şartlarda başarılı olduğunu tartışıyoruz işte, hoca denk geldiği zaman.

“ALMANYA’DA OYNATIRKEN GERİ KALANI OYNATMAZSA…”

Almanya’da 2. maçlar oynanıyor. Almanya, Avrupa Birliği’nin defakto lideri, realite bu. Almanya oynatırken, geri kalanına ‘Acaba oynatmasak mı?’ demek, biraz garip oluyor galiba. Almanya, bu açıdan iyi bir örnek. Almanya’dan sonra İngiltere hemen açıkladı, İtalya takvimi koydu ve İspanya ‘Oynanması açısından sakınca yok.’ dedi. Bu, çok ciddi bir sektör. Çok fazla insan bu sektörden ekmek yiyor. Diğer sporlarla karşılaştırmamak lazım. Şartları çok farklı futbolun ve bu bütün ülkeler için geçerli.

“KÜME DÜŞMENİN KALKMASI OLAMAZ”

Eğer lig bitecekse, küme düşmenin kalkması diye bir şey olmaz. Niye oynuyorsunuz o zaman? 4 takım dışında herkesin tatile çıkması demek bu. Mantıklı değil. Oynanacaksa, kurallara göre oynanır. Eğer küme düşme kalkacaksa bir sezonda, o, sezon başında açıklanır. 24. haftada lig araya girmeden 2 hafta önce şampiyonluk adaylarından biriyle oynayan bir takım ondan puan almak için elinden gelen her şeyi yapacak, ondan puan alacak. Sonra küme düşmeyi kaldıracaksınız, lig yeniden başlayacak, o takımın yabancılarını sen bulamazsın ki. Oynamazlar bile. Genç takımla çıkacak diğer takıma, ciddi bir adaletsizlik olacak. Küme düşme kalkarsa, şampiyonluk da kalkar. Şampiyon da belirleyemeyiz. Doğru, adaletli olmaz. Yanlış. Hiç doğru bir durum değil bu. Oynamayın daha iyi o zaman. Kabul edileceğini zannetmiyorum.

DEMİRKOL’DAN FLAŞ ÖNERİ

Ben bu ligin sahibi olsam, isterim ki 16 takım olsun. Hatta daha düşük olsun. Büyük takımlar ikişer defa oynayacağına, dörder defa oynasın. Mümkün olduğunca çok maç oynasınlar. Yüksek seviyede olsun.

Ligimizde yerli oyuncu ve yabancı kalitesi anlamında 21 takımı doldurabilecek kalitede oyuncu havuzumuz yok. Bugünkü oyuncu havuzuyla 21 takımlık üst düzey bir Süper Lig uygulanması mümkün değil.

“BU ARA EN ÇOK ONLARA YARADI”

Bu aranın Fenerbahçe açısından büyük şans olduğunu düşünüyorum. İçine girilen krizden psikolojik açıdan çıkma açısından. Bir başka, psikolojik açıdan avantaj sağlayacak ekip de, hakemler ve Merkez Hakem Kurulu. MHK, önümüzdeki 8 haftada umut vadeden, genç hakemlere şans verme imkanı bulabilir. Seyirci baskısının olmayacağı, kişisel mücadelenin muhtemelen daha az olacağı, topla oyunun daha fazla olacağı bir 8 haftada; genç, iyi sinyaller veren hakemlere daha kuvvetli maçlar verip, onları hazırlamak için iyi bir şans. Hakemler açısından olumlu şeyler çıkabilecek bir döneme giriyoruz.

“DIAGNE İLLÜZYONDA YAŞIYOR”

Diagne bence illüzyonda yaşıyor. Belçika’da yapamayıp, İngiltere’de yapmak mümkün değil. Galatasaray’da 13.5 milyon euro’ya transfer olmuş bir oyuncu 4 ay sonra gidiyorsa, gittiği kulüpte de 5 maç sonra penaltıyı kaçırdı diye dışarıda bırakılıyor ve sonra da kulüp bulamıyorsa, bunun anlattığı bir şeyler var demektir. Oyuncunun kendisiyle ilgili bir sorun var. Yeteneğiyle alakalı değil.