Galatasaray’dan Suudi Arabistan El Hilal’e transfer olan Fransız golcüm Gomis, Sarı Kırmızılı ekip ile ilgili çarpıcı açıklamalara imza attı…

Transferini bir de senden dinleyelim. Gerçekten gitmek mi istedin?

İyi bir sezon geçirdik, şampiyon olduk ve Şampiyonlar Ligi oynayacaktık. Önceliğim elbette ki Galatasaray’da kalmaktı. Kariyerime burada devam etmeyi ve kontratımı uzatmayı istedim. Yaşamayı çok sevdiğim bir şehir ve daha önce hiç almadığım sevgiyi bana hissettiren bir taraftar topluluğu… Böyle güzel bir kulüpte bir sene daha kalmak istedim, zam değildi talebim. Kontratımı uzatma talebim reddedildi.

HEDEFİM G.SARAY’DA KALMAKTI

Kulüp yetkilileri demiş ki asansörde karşılaştığımızda (Başkan Mustafa Cengiz de vardı) selam vermemişim, son dakika gitmek isteyerek onlara hamle şansı bırakmamışım… Evet asansörde selam vermedim. Çok üzüldüğüm için selam vermedim. Çünkü hislerini yaşayan ve belli eden biriyim. Menajerim kulüple anlaşma yapmaya gitmişti ve benim ilk hedefim Galatasaray’da kalmaktı. Ama Başkan ve yöneticilerin menajerime ilk sordukları soru, ‘Gomis’e teklif var mı?’ olmuş. Bu beni çok derinden yaraladı. Sezon sonu benim için hiç teklif alamamalarının sebebi de sezon içinde gelen bütün teklifleri reddetmemdi.

ÇİN’DEN TEKLİF ALDIM, GİTMEDİM

Aralık ayında Çin’den teklif almıştım ama Galatasaray ile olan hikayemin devam etmesini, şampiyonluğu ve gol krallığını istiyordum. Sezon sonunda beni tutmak yerine satmak istediklerini hissettim. Ben de ayrılmayı düşünmeye başladım ve Suudi Arabistan’dan teklif geldi. Yoksa ayrılmak aklımın ucundan dahi geçmiyordu.

Gidişini kulüp istedi yani…

Bir transfer için 3 taraf gerekir. Karar veren Başkan’dı, ben ise hiçbir zaman transferim için baskı yapmadım çünkü İstanbul’da mutluydum ve gitmek için sebebim yoktu. Paraya ihtiyaçları vardı ve beni satmak istediler, onları anlıyorum. Şimdi Riyad’da mutluyum ama bu tamamen yönetimin kararı ve isteğiydi. Parasal sıkıntılar vardı, bu anlayış gösterebileceğim bir durum ama bu kararın sorumluluğunu almalılar. Galatasaray’ın kaybettiği maçlardan sonra artık benim adım anılmamalı. Kimse beni suçlamamalı.

DONK&MAİCON SÜRPRİZ DEĞİL!

Galatasaray’ı takip ediyorum ve arkadaşlarımın yaptıklarıyla gurur duyuyorum. İlk geldiğimde beni harika karşılayan ve sürekli bize destek olan taraftar ile kazandığımız şampiyonluk benim için hep özel olacak ve sonsuza kadar öyle kalacak. Hayır sürpriz olmadı. Ligi çok iyi bilen bir hocaları var. Yıldız bir forvetin eksikliğine rağmen gol atmayı başarıyorlar. Şu an ligde liderler ve Şampiyonlar Ligi’nde tur atlamak için büyük bir şansları var. Sadece onlara inanmak ve desteklemek gerekiyor.

HERKESİN YERİ DOLAR BAŞKA İSİMLER BULMALI

Maçı izledim. Şanslı olsak birçok gol atabilirdik. Taraftarın tepkisini tabii ki anlıyorum. Ama Bafe’den önce de Galatasaray vardı, Bafe’den sonra da Galatasaray olacak. Kimse vazgeçilmez değildir. Herkesin yeri dolar. Başka oyuncular bulmak gerek. Bu arada Galatasaray da fena gitmiyor. Sadece deplasmanlarda iyi bir formül bulmak gerekiyor ve Fatih Terim’in bunu çözeceğinden hiç şüphem yok. Şampiyonluğu kazanacaklarına da gönülden inanıyorum ve öyle bir durumda taraftar olarak kutlamalara gelmeyi çok isterim.

ALEX’İ GEÇMEK GURUR

“Türkiye’deki ilk sezonumda şampiyonluk yaşayıp, gol krallığına ulaşmak rüya gibiydi. Alex gibi büyük bir oyuncuyu geçmek ise gurur verici bir olay”

Alex’in 28 gollük Türkiye’de en çok gol atan yabancı oyuncu rekorunu kırdın. Otoriteler “Kimse Gomis’i geçemez” diyor. Bu görüşe katılıyor musun?

Katılıyorum. Çünkü Türkiye Ligi çok zor bir lig. İlk sezonumda şampiyonluk yaşayıp, gol krallığına ulaşmak rüya gibiydi. Yenildiğimiz maçlardan sonra bile bizi havalimanında karşılayan taraftarımız da performansımı olumlu yönde etkiledi. Alex gibi büyük bir oyuncuyu geçmek ise benim için gurur verici bir olay.

Al-Hilal’deki günlerinden bahsedelim biraz…

Riyad’da çok mutluyum, Al-Hilal tercihimden pişman değilim. Suudi Arabistan’da beni çok iyi karşıladılar. Orada da güçlü bir karakter (Jorge Jesus) ile çalışıyorum. Majör bir lig olmasa da Suudi Arabistan’da da aynı titizlikte devam ediyorum. Futbol dili her yerde aynı. Formasını giydiğim takımlara saygı duyan biriyim. Geçen sezon Galatasaray ile yaşadığım başarıları burada da hedefliyorum. Bize inanan çok sayıda taraftar var. Ligi ve Asya Kulüpler Şampiyonası’nı kazanmak istiyoruz. Al-Hilal ile 3 yıl sözleşmem var. Burada başarılı olup kalmayı umuyorum.

GALATASARAY’DA HAYALLERİM VARDI

Vücudumu zinde tutmak için çok fedakârlık yaptım. Amacım 36 yaşıma kadar oynamak. Galatasaray ile 35 yaşıma kadar kontratım vardı. Bunun için 1 sene daha uzatmak istiyordum. 36 yaşıma kadar Galatasaray’da oynayıp sonra da kulüpte farklı bir görev almayı hayal ediyordum ama olmadı ve kendime yeni bir yol çizdim.

ARTIK TARAFTARIM

Eskiden bir futbolcusuydum, artık bir G.Saray taraftarıyım. G.Saray için en iyisini diliyorum.

GEÇMİŞİMİ HİÇ UNUTMADIM

Serebral Palsi (beyin felci) hastalığı ile mücadele eden çocuklara 20 adet özel engelli bebek arabası hediye ettin. Neler söylemek istersin?

G.Saray gibi önemli kulüplerde oynarsan insanlara sana gösterdikleri sevgiyi geri verme şansınız olur. Özellikle de hasta olan çocuklara… Aslında bu tip yardımları kendime bir sorumluluk gibi görüyorum. Hayatın sana sunduğu sağlık ve başarı gibi şeylerin bir anlamda böyle yardımlarla karşılığını veriyorsun. Ben hep bu inançla yaşadım. Tanrı verir, Tanrı alır! Biz ayrıcalıklıyız, şanslıyız. Az da olsa pastanın bir parçasını dağıtmalıyız. Ayrıca ben çok fakir bir aileden geldim. Afrika (Senegal) kökenliyim… Geldiğim yeri ve geçmişimi unutmuyorum. Bu tip organizasyonlar benim için çok önemli.

İSTANBUL’A AŞIK OLDUM

Galatasaray’a gelmeden önce olumsuz şeyler okumuştum. İstanbul’un imajı kötü çizilmiş. Gelince çok şaşırdım. İstanbul’a aşık oldum. Tarihi zenginliğinden ve enerjisinden çok etkilendim. Ailemi de getirdim, onların da İstanbul’u keşfetmesini istedim.

Kaynak : Sabah