Etiket: fatih altaylı

Galatasaray’dan Fatih Altaylı açıklaması

Galatasaray Kulübü, eski yöneticilerden Fatih Altaylı hakkında açıklama yaptı. Altaylı’nın bir televizyon kanalında yaptığı yorumlar üzerine açıklama yapan sarı-kırmızılı kulüp, Altaylı hakkında hukuki işlem ve disiplin işlemi başlattığını ifade etti.

Galatasaray Kulübü, kulübün eski yöneticilerinden Fatih Altaylı hakkında açıklama yaptı.

Altaylı’nın bir televizyon kanalında yaptığı yorumlar üzerine açıklamada bulunan sarı-kırmızılı kulüp, yayımladığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

“Galatasaray Spor Kulübü Genel Kurulu’nun değerli üyeleri, Galatasaray’ın menfaatlerine en uygun şekilde, Galatasaray’ın kültürünü, örf ve adetlerini taşıyabilecek kişiyi hür iradeleriyle seçerek ona başkanlık görevini tevdi ederler.

Galatasaray başkanına hakaret edenler, onu toplum nezdinde küçük düşürücü laflarla aşağılamaya teşebbüs edenler, rakiplerin bile yapmaya hicap duyacağı şekilde ölçüsüz ve çirkin bir üslupla televizyon kanallarında zarar vermeye çalışanlar ve bilgisizce ahkâm kesenler Galatasaray kültürü ve terbiyesinden bir nebze nasibini almamış insanlardır.

Bu bağlamda Bloomberg Kanalı’nda, gazetecilik kisvesi adı altında Başkanımız Mustafa Cengiz’e yönelik küçük düşürücü ifadeler ile hakaret içeren beyanlarda bulunan bu kişiyi yakışıksız üslubu ve sarf ettiği sözler nedeniyle şiddetle kınıyoruz.
Bu zatın yine aynı program içerisinde her şartta takımına destek veren büyük Galatasaray taraftarları için kullandığı ifadeler de kabul edilemez niteliktedir.

Söz konusu kanalda yapılan programda Fatih Altaylı’nın kullandığı ağır hakaret içeren açıklamaları hakkında gerekli hukuki girişimler ve disiplin işlemleri başlatılmıştır.”

Trabzonspor’dan Fatih Altaylı’ya sert cevap!

Trabzonspor’un açıklaması şöyle;

“Yıllar önce kendi zekâ seviyesini itiraf eden bu kişi hakkında hukuki işlemlere başladık.”

Trabzonspor Genel Sekreter Yardımcısı Kemal Ertürk, “gazetecilik” kisvesi altında dürüst insanlara saldıran, “tetikçilik” yapan, yalan ve iftiralarla kendini gündemde tutmayan çalışan kişileri muhatap almanın Trabzonspor Kulübü’nün isteyeceği en son şey olduğuna vurgu yaptı.

“Ancak; gelinen süreçte bu yalan ve iftiralara cevap verme zorunluluğu ortaya çıkmıştır” diyen Kemal Ertürk, sözlerine şöyle devam etti:

YALAN – Trabzonspor Kulübü, Kasımpaşa’dan transfer edilen futbolcunun bonservis bedelini ödeyememiştir. Trabzonspor’un o günkü maddi koşulları sebebiyle transfer bedelini ancak ödeme vadesinden 4 yıl aradan sonra tahsil edebilmiştir. Kasımpaşa Kulübü, Trabzonspor Kulübü’nün Avrupa maçlarında ülkemizi temsil edebilmesi için gerekli ricalarını geri çevirmemiştir. Yine bu süreçte Trabzonspor Kulübü’ne iyi niyetli davranmasaydı UEFA lisansını alamayacak ve Avrupa kupalarına katılamayacaklardı.

DOĞRU – İlgili futbolcu 29 Ocak 2014 tarihinde 500.000€ + KDV karşılığında 1.5 yıllığına kiralık olarak kulübümüze transfer olmuştur. Futbolcunun transferine ait tüm ödemeler Kasımpaşa Spor Kulübü’ne gerçekleştirilmiştir. Ardından ilgili futbolcu 1.500.000 € satın alma opsiyonuyla kulübümüze transfer edilmiş ve yine aynı şekilde futbolcunun transferine ait tüm ödemeler Kasımpaşa Spor Kulübü’ne gerçekleştirilmiştir. İlgili kulübün bu transferden kalan sadece 89.597 €’luk alacağı ise Mart 2019’da yapılan protokolle Nisan 2019 tarihinde ödenmiştir. Kulübümüzün, Kasımpaşa Spor Kulübü’nden UEFA’ya verilecek borçsuzluk kağıdıyla ilgili hiçbir resmi talebi olmamıştır. Gerekli görüşmeler yapılmış, ödeme gerçekleştirilmiş ve Turgay Ciner’in de çok iyi bileceği şekilde, Kasımpaşa Spor Kulübü o gün itibariyle kulübümüze borçsuzluk kağıdını vermiştir.

YALAN – Kasımpaşa Spor Kulübü 89.597 €’yu almadı.

DOĞRU – İlgili futbolcunun transferinden kalan 89.597 € 20 Mart 2019’da yapılan protokolle 8 Nisan 2019 tarihinde Kasımpaşa Spor Kulübü’ne ödenmiştir.

YALAN – Trabzonspor’un bilançosunda bütün borçlarının yabancı para cinsinden olduğunu görüyoruz. Bütün kulüp başkanları ve yöneticileri gelen kur dalgasını görüp yükümlülüklerini, borçlarını TL’ye döndürürken, herkes futbolcuyla pazarlık ederken Ahmet Ağaoğlu “Nasıl olsa benim arkamda devlet var, bol keseden harcarım umurumda da değil” diyerek hiçbir tedbir almamış.

DOĞRU – Borsa İstanbul’da işlem gören kulübümüz tüm bilançolarını detaylı bir şekilde kamuoyu ile paylaşmaktadır. Kulübümüzün mevcut yabancı futbolcu sözleşmeleri haricinde döviz cinsinden borcu bulunmamakta, TFF ve Bankalar Birliği’yle yapılan yapılandırma neticesinde de geçmiş dönemlere ait futbol ailesinin tüm borçları ödenmiştir.

Ayrıca Sayın Başkanımız Ahmet Ağaoğlu ve yönetim kurulu üyelerimizin idaresindeki kulübümüz, Nisan 2018’den günümüze dek büyük bir değişim ve dönüşüm içerisindedir. Yüksek bonservis bedelleri, yüksek maaşlar ve yüksek menajerlik ücretlerini rafa kaldıran kulübümüz, örneğin Süper Lig’in gol kralı Alexander Sörloth’u 350 bin Euro gibi düşük bir bedelle takımımıza katmıştır. Türkiye’nin ve dünyanın büyük bir heyecanla takip ettiği isimleri kadrosuna dahil eden kulübümüz, bu transferlerin tamamını diğer kulüplerin 1 futbolcuya verdiği ücretten daha az bir ücret karşılığında gerçekleştirmiştir.

Türk futbol tarihinin gördüğü en büyük devrimlerden birini gerçekleştiren kulübümüz, başkan ve yönetim kurulunun mesuliyetini arttıran değişikliği kulüp tüzüğüne ekletmiş, sürdürdüğü doğru ekonomi politikaları neticesinde de yıllar sonra Türkiye’de ilk kez kâr açıklayan bir spor kulübü unvanını kazanma başarısı göstermiştir.

YALAN – Trabzonspor, Jose Ernesto Sosa’ya ödemesini yapmadı!

DOĞRU – Kulübümüzün Jose Ernesto Sosa’ya maç primleri dahil olmak üzere 1 lira borcu bulunmamaktadır.

YALAN – Ahmet Ağaoğlu, Jose Ernesto Sosa’nın menajeri Ogün Erdem’in ödemesini yapmadı ve tehdit etti.

DOĞRU – Trabzonspor Kulübü bahsi geçen menajer Ogün Erdem’e takımımıza transfer ettiği üç futbolcu için planlanan periyotlarda 405.240 € ödeme gerçekleştirmiştir. Kalan ödemeleri de planlanan periyotlarda aksatılmadan kendisine yapılmaktadır. Tüm kamuoyunun yakından tanıdığı ve herkesin büyük bir saygı ve sevgi beslediği Başkanımız Sayın Ahmet Ağaoğlu’nun tarzı ve üslubunda tehdit kavramı yer almamaktadır. Kaldı ki Sayın Başkanımız Ağaoğlu’nun ne telefonda ne de yüz yüze bahsedilen menajer ile hiçbir görüşmesi olmamıştır.

Ertürk sözlerini şöyle tamamladı:

“TFF’nin belirlediği harcama limitleriyle ilgili hukuku arkadan dolanmadan, tamamen şeffaf bir şekilde transfer ücretlerini bütün detaylarıyla açık bir şekilde paylaşan kulübümüzün suçlanmasını da anlamakta güçlük çekiyoruz. Türk futbolunun geleceğini kurtaracak lisans talimatının düşmanı kesilmek yerine, herkesi lisans talimatında yer alan kurallara uymaya davet ediyoruz. Kurallara uyanların hedef haline getirilmesi, uymayanların ise kahraman ilan edilmesi ancak sahibinin sesi olan kişilerin yapacağı bir tetikçiliktir! Kamuoyunun ilgisine sunduğumuz bilgiler ışığında tekrar ifade etmek isterim ki, Trabzonspor Kulübü, kendi iş ve yatırımları için spor kulüplerini araç edinen, ruhundaki derin boşluğu gidermek adına para ve benzeri materyallerin esiri haline gelmiş, yalan, iftira ve hakaretlerle sahiplerinin tetikçiliğini yapan, hayatının hiçbir döneminde gazeteci olarak anılmamış ve asla anılmayacak bu şahısla muhatap olmaktan büyük hicap duymaktadır. Bu vesileyle iş adamı Turgay Ciner’in sahibi olduğu, yıllar önce kendi programında zeka seviyesini itiraf eden, Fatih Altaylı hakkında gerekli yasal işlemlerin başlatıldığını tüm kamuoyunun bilgisine sunarız. Bilinmelidir ki; Trabzonspor saygınlığını, dürüst ve ilkeli eylemleriyle edinmiştir. Dün olduğu gibi bugün ve yarın da bu tavrından asla vazgeçmeyecektir.”

Atiker Konyaspor’dan Fatih Altaylı’ya sert yanıt!

Atiker Konyaspor yönetiminin resmi siteden yayınladığı açıklama şöyle;

Galatasaray ile oynadığımız ve berabere tamamlanan karşılaşmanın ardından bazı güruhlar hem kulübümüze hem de teknik direktörümüz Aykut Kocaman’a zavallılıklarını ve puan kayıplarından dolayı çaresizliklerini ifşa edercesine saldırmaya başlamışlardır. Sayın hocamız maç sonu yaptığı açıklamada yine her zamanki gibi birikimi, duruşu ve başında olduğu takıma ve şehre aidiyet duygularıyla birlikte gereken yerlere çok net bir şekilde mesajı vermiştir. Sayın teknik direktörümüz Aykut Kocaman ” Burası Konyaspor… Binlerce yıllık bir şehir ve futbolda da iddialı olmak istiyor. Benim de burada olmamın nedenlerinden birisi de bu takımı istediği ve iddialı olduğu yere taşımak. Birinci bölümde ilk adımı attık. Bizim işimiz insanların yoluna taş koymak değil kendimize odaklanarak bir adım daha ileriye gitmektir. Bu söylenen hiç aklıma bile gelmiyor. Biz taşeron değiliz” diyerek sadece kendisinin değil bütün bir şehrin duygu ve düşünce dünyasıyla seslenmiştir.
Fatih Altaylı denen şahıs müsabaka sonrasında “Aykut Kocaman hakkında bir şey konuşmak, ona iltifat olur. Yayıncı kuruluşun veya federasyonun Konyaspor gibi takıma ödediği para haramdır! Bu takımın maçını kim izler ya! Bu takımın maçını yayınlamak hata. İngiltere, İspanya’da, hatta dünyada böyle bir takım var mı! Ayıp denen bir şey var. Her şeye hakaret bu! Futbol mu bu! Şampiyon mu olacaksın böyle! Aykut Kocaman ne istiyor! 1 sezonda 37 beraberlik falan mı? Aykut Kocaman maç sonu açıklamasında ‘Topun arkasında iyi durduk’ diyerek şunu diyor aslında: ‘Ben Fenerbahçeli bir teknik direktör olarak Galatasaray’ın şampiyon olmaması için gereğini yaptım.’ Topun arkasına geçebilirsin ama Konyaspor’a yazık. Demek ki sen hoca falan değilsin. Konyalılar’a yazık. FIFA gelsin, Aykut Kocaman’a ‘Sen git’ desin” şeklinde ucube yorumlarda bulunmuştur.

Bu şahısla ilgili konuşmak ona iltifat olur. Bağlı bulunduğu kurumun bu arkadaşa ödediği para haramdır. Bu adamın yorumlarını kim izler. Ayıp denen bir şey var. Bu şahsın ekranlarda ya da gazete köşelerinde ipe sapa gelmez beyanatlarını yayınlamak Türkiye’deki futbolseverlere hakarettir. Aykut Kocaman Atiker Konyaspor’un teknik direktörüdür ve hangi takımda çalışırsa çalışsın o takımın menfaatlerini her şeyin üstünde tutar. Ama bunu futboldan anlamayanların anlamasını beklemekte nafile bir telaştır. Bizce Fatih Altaylı isimli şahıs özellikle fulbolla ilgili konularda yorum yapmamalıdır. Tesadüfen bulunduğu kanalı açan insanlara yazık günah. Zatı muhterem gitsin bugün köşesinde yer verdiği gibi “Göster bakim amcana şeyini” kıvamında yazılar yazsın ama mümkünse Konya’dan, Konyaspor’dan, sayın hocamız Aykut Kocaman’dan ve futboldan uzak dursun.

Taşeronluk yapan ve bu mantaliteden beslenenlere Konya halkı ve Atiker Konyaspor camiası bundan önce olduğu gibi bundan sonra da asla sessiz kalmayacaktır. Herkes haddini bilsin ve her şeyden önce camialara saygı duymasını öğrensin. Kişileri ve camiaları sevmek zorunda değilsiniz ama saygı duymak erdemdir. Ancak kendine saygı duymayan, küfürbaz birinin de bir başkasına saygı duyması mümkün değildir.

ATİKER KONYASPOR KULÜBÜ

Fatih Altaylı’dan Arda Turan’a “Düşmedin Arda, aşağı atladın”

Arda Turan ile şarkıcı Berkay arasında yaşanan kavga gündemden düşmüyor. Habertürk yazarı Fatih Altaylı konuyu bugün köşesine taşıdı ve Arda Turan’ı yerden yere vurdu. Altaylı yazısında “Bu kadarı bile “Pes artık” dedirtecek kadar rezilce bir durumken bir de kadının kocasına saldırmak mı adamlık! Yuh artık Arda. Yuh.” şeklinde ifadeler kurdu.

İşte Fatih Altaylı’nın “Düşmedin Arda, aşağı atladın” başlıklı yazısı…

Eyyy Arda kardeşim.

Seni neredeyse çocuk sayılabilecek gençliğinden beri tanırım, severim.

Ya da “Severdim” mi demeliyim emin değilim.

Pırıl pırıl, iyi kalpli, tertemiz bir delikanlıydın.

Öyle kocaman kocaman adamlık üzerine lafların yoktu o zamanlar.

Zaten o laflara ihtiyacın da yoktu.

Gençtin ama adamdın.

Kafamda hep o Arda vardı.

Öyle ki, senin doğumundan çok öncesinden benim dostum olan Fatih Terim’le sorun yaşadığında bile haklı olduğuna inandığım için senin yanında durdum, kendi çapımda seni korudum.

En ağır eleştirilere maruz kaldığın zaman “Gençtir” dedim, “Şans verin” dedim, “Hatasını görür” dedim.

Hep inanmak istedim gençliğini bildiğim o çocuğa.

Galiba yanılttın bizi, beni, hepimizi Arda.

Yıllar geçip büyüyüp olgunlaşacağına, yıllar sana bir şey katmadı.

Tam aksine senden alıp götürdü.

Cümlelerin büyüdü ama o kocaman yüreğin giderek küçülmüş Arda.

“Adamlık” diyerek kaybettiğini lafla kapatmaya çalışmışsın Arda.

Şimdi onu görüyorum artık.

Sana baktıkça üzülüyorum Arda.

Biz senin bir an önce iyileşip sahalara dönmeni, kendini bulmanı beklerken seni sabaha karşı bir bar köşesinde buluyoruz.

Hem de ne bulmak!

Kocasını da tanıdığın bir evli kadına “yazarken”

Yuh artık Arda, yuh artık.

“Adamlık” diyorsun ya Arda.

Birinci dersten başlayalım istersen.

Karnı burnunda çocuğunuzu dünyaya getirecek eşini evde bırakıp, kendini gece kulüplerine atmak mı adamlık yoksa bir yandan palavradan muhafazakarlık mesajları verirken, bir yandan gece kulüplerinde kavga çıkarmak mı?

Gelelim ikinci derse.

9 aylık hamile eşin evde beklerken başka kadınlara yürümek mi adamlık?

Hadi hiçbiri bizi ilgilendirmez de, evli bir kadına kocasının yanında asılmak adamlığın neresinde var?

Bu kadarı bile “Pes artık” dedirtecek kadar rezilce bir durumken bir de kadının kocasına saldırmak mı adamlık!

Yuh artık Arda. Yuh.

Sen gelip ülkende düştüğün yerden kalkabilesin diye bu halkın vergileriyle ayakta duran kurumlar para verdiler, sponsor oldular da Başakşehir seni alabildi.

Bu mu senin teşekkür etme biçimin?

Bu mudur senin ağzından düşürmediğin adamlık?

Sonra bir de bitirimler gibi elinde silahla hastaneye gidip “Vur beni” demeler falan.

Böyle yaparak bar köşelerinde yitirdiğin adamlığı kazanacağını mı zannediyorsun Arda?

Bu ülke sana “Adamlığı“ ilk takımının adı gibi Altıntepsi’de sundu.

Sen o tepsiye pisledin Arda.

Merdiveni çıkmak zordur Arda ama düşmek kolay.

Sen düşmedin Arda.

Merdivenin tepesinden aşağı attın kendini.

Şimdi git, bir aynaya bak Arda.

10 yıl önceki o çocuğu nereye gömdün diye.

Bak ve ağla.

Fatih Altaylı : Galatasaray’ı UEFA’ya şikayet edenler, Fenerbahçe taraftarı olduğunu bildiğimiz kişiler..

Fatih Altaylı’nın açıklamaları şöyle ;

“UEFA’nın Galatasaray kararını gözden geçirmesiyle ilgili sıkıntı yaşanacağını zannetmiyorum. Dünyanın en aşağılık kulüpleri, en pislik kulüpleri İtalyan kulüpleridir. Hatırlarsan, Galatasaray’ın cezası henüz açıklanmadan önce Milan’dan dolayı Galatasaray’a sıkıntı çıkarılmaya çalışıldığını biliyorduk. Buradan somut bir şey çıkma ihtimali yok, bazı değişiklikler olabilir ama Galatasaray’ın Avrupa kupalarına katılmasını engelleyecek bir şey çıkma ihtimalini sıfıra yakın görüyorum. İtalyanların UEFA üzerinde eski gücü olsaydı bir şey çıkma ihtimali vardı, fakat bugün UEFA daha fazla Alman ekolünün belki kontrolünde. O yüzden, Galatasaray aleyhine bir gelişme olmasını kabil görmüyorum. Mustafa Cengiz’in HABERTÜRK’e verdiği röportajda, UEFA ile ilgili yaptığı açıklamalar sert açıklamalar. Bunları daha önce yapan başkanlar olmuştur, bunlar olumlu sonuç veren sözler değildir. Keşke Mustafa Cengiz böyle sert bir şey söylemeseydi. Galatasaray’ı UEFA’ya şikayet edenler, Fenerbahçe taraftarı olduğunu bildiğimiz kişiler Galatasaray’a ceza verilmesi için, UEFA’ya Galatasaray ile ilgili bilgi bombardımanı yapmışlar. Ancak UEFA bunu ciddiye alıp mesele gibi ele almadı, sadece Galatasaray’a bunu gösterdi. Çok az da Beşiktaşlılardan var anladığım kadarıyla. UEFA açısından kıymet arz eden bir şey değil, resmi evraklara bekliyor. Fenerbahçelilerin de, Fenerbahçe’nin şike iddiasıyla cezalandırıldığı dönemde Galatasaraylıların UEFA’ya bu konuda baskısı olduğu yönünde inançları var. Açıkçası öyle bir şey de yoktu. Galatasaray’ın o dönemki başkanı Ünal Aysal’a ben çok ağır konuştum. Fenerbahçe’nin durumuyla ilgili açıklama yapmasının son derece gereksiz ve hadsizlik olduğunu, Galatasaray’ın bu işin içinde lehte aleyhte pozisyon almaması gerektiğini, aksine Galatasaray’ın Fenerbahçe’nin varlığından keyif alması gerektiğini ilk söyleyen de bendim Türkiye’de. Bunu 4 Temmuz itibarıyla söylemeye başladım. Ünal Aysal’ın sporun içinde gelmeme ve Türk sporunun ne olduğunu bilmeme özelliğinden kaynaklanan, etrafındakilerin gazıyla bir çıkışı olmuştu. O çıkışın intikamı olarak Fenerbahçeliler de böyle bir şey yapıyorlar.”

Fatih Altaylı’dan sert suçlama: Bunun adı tefeciliktir

Galatasaray’da kritik genel kurul gergin bir ortamda geçti. Karşılıklı sert eleştirilerin yapıldığı kurulda tartışmalar bir ara kavgaya dönüştü. Galatasaray Mali Kurul üyelerinden Ali Öğüdücü ve Cemal Kadir Sevim arasında yumruklar konuştu. Bunun dışında genel kurul üyelerinin sert eleştirilerine maruz kalan eski başkan Dursun Özbek’e şok bir suçlama geldi. Fatih Altaylı, eski yönetimi eleştirirken bir de gündem yaratacak iddia ortaya attı. Fatih Altaylı, Dursun Özbek’i tefecilikle suçlarken “Kasa kolaylığı yapmamış ki faizli kredi vermiş” dedi.

Yeni başkan Mustafa Cengiz ile eski başkan Dursun Özbek arasındaki bir konuşmayı anlatan Fatih Altaylı “Mustafa başkan, ‘Temlikleri kaldırın’ dediğinde Dursun başkan, ‘Bankalar kaldırıyor mu?’ dedi. O da dedi ki, ‘Sen banka mısın?’. Buna herkes şahit. Bu suçtur, bunun bankacılıktaki adı tefeciliktir. Bundan acilen vazgeçmesi lazım. Yoksa başı belaya girer. Ben ispiyon etmem, sizin gibi körü körüne birini desteklemiyorum” şeklinde konuştu. Fatih Altaylı, söylediklerinin ardından kendisine sert şekilde tepki gösteren bazı üyelere, “Yarın Trabzonspor’la oynayacağız sesinizi maça saklayın. Gerçi maça geleniniz de yok” dedi.

Dursun Özbek’in Galatasaray’a fatura kestiğini de belirten Fatih Altaylı, “Bir Galatasaray Spor Kulübü Başkanı, görev yaptığı kulübe fatura keser mi? Böyle bir şey mümkün olabilir mi? Galatasaray bu kasa kolaylığını yaparken buraya gelerek ben kasa kolaylığı yapıyorum ama sizden faiz alırım dedi mi? Demedi! Dursun Özbek, Galatasaray’a karşı banka olmuş. Bize Florya’dan 120-130 milyon TL para gelecek. Bunlar evet hırsızlık değil ama hata, hata, hata… Bedelini Galatasaray ödüyor. Şimdi ben birini vursam da ölüyor, çarpsam da ölüyor. Yanlış iş yapanın bir daha bu işi yapmaması lazım” ifadelerini kullandı.

Fatih Altaylı: TCK’ya göre Dursun Özbek’in yaptığı suçtur ve tefeciliktir

Habertürk yazarı Fatih Altaylı, Bloomberg HT’de yayınlanan ‘Spor Saati’ programında spor gündemini değerlendirdi.

”SAHA İÇİNDEKİ KALP KRİZLERİ GENELDE GENETİK SEBEPLERDEN DOLAYI OLUYOR”
Saha içinde hayatını kaybeden Bruno Boban’la ilgili konuşan Fatih Altaylı, ”Bu oyuncunun genetik bir hastalığı olabilir çünkü bu ölüm normal değil. Oyuncular rutin sağlık kontrollerinden geçiyor fakat o kontrollerde genetik durum saptanamıyor. 16-17 yaşındaki oyuncularda da bu durum ne yazık ki oluyor.” dedi.

”PARAGÖZLÜK YÜZÜNDEN FORMULA 1’İ MAHVETTİLER”
Formula 1’i artık takip etmediğini ifade eden Altaylı, ”Paragözlük yüzünden Formula 1’i mahvettiler. Eclestone, kendisini şahsen de tanıyorum. Yok Bakü’de sokak yarışı yok Çin, Malezya,Singapur bilmem ne! Bu işin tadı kaçtı. Formula 1, Avrupa işidir, gelenek işidir. Eski rekabetler artık Formula 1’de yok. Eski karizmatik pilotlar yok. En karizmatik dediğin sevimsiz Hamilton. Eskilerin hiçbiri kalmadı ve yetişmiyor. İlgiler de bu sayede düşüyor.” dedi.

”FEDERER’İN KAYBETMESİNE TANIK OLMAK İSTEMEDİM”
Federer’in son mağlubiyetini değerlendiren Altaylı, ”İki seti seyrettim. İlk seti 6-3 aldı, ikinci seti 6-3 verdi. Gözlerim Federer’in kaybına tanık olmak istemedi o yüzden ekranı iki set sonunda kapattım. Djokovic’in sakatlığı Federer ve Nadal’a yaradı. Djokovic de ayrı bir tatsız ve sevimsiz. Bazı insanlar tatsızdır. O da öyle.” şeklinde konuştu.

”BU TAKIM OYNAMA ALIŞKANLIĞI KAZANMALI”
A Milli Takım’ın İrlanda’yı 1-0 mağlup ettiği maçı değerlendiren Altaylı, ”Oynanan oyun çok tatlı değildi ve şahane bir oyun oynanmadı. Bu bir hazırlık maçıydı ve tarihimizde ilk kez İrlanda’yı yendik. ‘1-0 olsun bizim olsun’ derler ya aynen öyle oldu. Milli Takım’ın iyi bir kadrosu var. Çok sayıda yurt dışında forma giyen oyuncumuz var. Bu takım sık sık bir araya gelip maç yapmalı. Omurga tek takımdan gelmiyor o yüzden sürekli maç yapmaları gerekiyor. Lucescu ve Ali Dürüst ne düşünüyor bilmiyorum ama bu takım oynaya oynaya birbirine alışmalı. Basın toplantısına girmedi diye adama bir şey diyecek halim yok. Sinirli olabilir. Durumdan memnun olmayabilir ama sanmıyorum. Dünya kadar para alıyor. Yılda kaç maç oynuyor ki?” dedi.

”CENGİZ ÜNDER’LE ANNESİ VE BABASI ‘ÇOK İYİ EVLAT YETİŞTİRDİK’ DİYE ÖVÜNMELİDİR”
Cengiz Ünder’in çok daha iyi yerlere geleceğini söyleyen Altaylı, ”İtalyanca öğrenmiş. Gayet aklı başında davranıyor. Acun Ilıcalı ile arkadaşlık etmezse; orada başarılı bir futbolculuk kariyeri olur. Acun’un özel uçaklar, kızlar, playstation güruhu içerisinde kendini harcamaz ise ve bu yolda devam ederse; ki yaşına göre olgun bir karakter. 9 maç 6 gol 1 asist, süper performans! İtalya için muhteşem bir performans! Normalde Roma 20 yaşında bir oyuncuyu olgunlaşması için başka takımlara kira verir ama Cengiz’de durum böyle olmadı. Cengiz Ünder gayet başarılı bir performans sergiliyor. Gençlerle sohbet ediyor. Çok olgun ve karakterli bir isim. Ona buna fırça atması, posta koyması gibi durumları yok. Altında lüks araçlarla bar bar gezmiyor. Manken ve sosyetik kadınların peşinde değil. O yüzden başarılı olma ihtimalini çok yüksek ihtimal olarak gördüğüm bir isim. Annesinin ve babasının ‘çok iyi evlat yetiştirdik’ diye övünmesi gereken bir karakter. Bu fotoğrafı çeken Vedat Danacı, Türkiye’nin en iyi fotomuhabiridir ama bize bu lafları söyleten Cengiz Ünder.” şeklinde konuştu.

”NIKE İĞRENÇ FORMALAR YAPMIŞ, BURADAN ONLARA TEŞEKKÜR EDİYORUM”
A Milli Takım’ın yeni formalarını yorumlayan Fatih Altaylı, ”Çirkinlikte sınır tanımayan başarısı için bu formayı yapanlara teşekkür ediyorum. Felaket bir forma. Sokaktan birine ‘forma çiz’ desen bundan daha kötü dizayn yapabilir mi emin değilim. Bari 60’lardan 70’lerden kalan formaları yap ve ‘ben nostaljik oldum’ falan dersin. Bu onun sözde modernize edilmiş versiyonu ve bir halta benzemiyor. Tanesi 300 TL’ymiş. Gerçi ucuzu da varmış ama futbolcuların giydiği kalitede olanı bu rakammış. Son derece dandik diyebileceğimiz dizayna sahip ve tasarlanmış forma. Nike’ı üstün başarıdan dolayı kutluyorum. Federer’in giydiklerine baktıktan sonra Nike’ın iyi şeyler yaptığını görüyorum. Ya bunları Türkiye bürosu hazırlıyor ve onlar da yeteneksiz isimler. Ya da yurtdışı bürosu ‘aman aman bize Türkiye demeyin’ diyip elleriyle değil de oturma organlarıyla formaları çizmişler gibi bir hal var.” ifadelerini kullandı.

”HAZIRLIK MAÇI OLSA DA FENERBAHÇE‘NİN 6 GOL YEMESİ KABUL EDİLEMEZ”
Fenerbahçe’nin Boluspor’a 6-2 mağlup olduğu maçla ilgili yorumda bulunan Altaylı, ”Konunun gençler ve sigarayla bir alakası olduğunu düşünmüyorum. Maça esrar içip de çıksalar; yine de Fenerbahçe A Takımı’ndan 6 oyuncu olduğu ve kadroya girme olasılığı olan bir takımın Boluspor’dan 6 tane yemesi çok kabul edilebilir bir şey değil. Değil sigara esrar içsen böyle sonuç olmaz. Orada başka bir şey var. Bir konsantrasyon bozukluğudur. Artık futbolda seviyeler birbirine çok yaklaştı. Alt lig ve üst lig takımları arasında fark kalmadı. Büyük ihtimalle maça konsantre olamadılar. Volkan sadece derbilerde oynuyor. Hatta sadece Galatasaray maçlarında iyi oynuyor. Her maç Galatasaray maçında oynadığı gibi oynasa büyük takımlardan birinde olurdu. Konsantrasyonu bozduğun an futbolda golleri patır patır yersin. Bu sonuç veri midir? Bence değildir. Ligde 7 yiyecek diye bir şey yok ama yine de Fenerbahçe düzeyinde bir takım için 6 tane yemek onur kırıcıdır. Seçimden dolayı diyorlar. Takımla hiç ilgilenmesen de yönetimin tümü istifa etse de bu sonuç olur mu? Yönetimin tümü intihar etse de yenilir mi 6 tane? Olur mu böyle bir şey. Bu sonucun seçimle ne alakası var?” dedi.

” AZİZ YILDIRIM’IN KULÜBE 100 MİLYON LİRA BAĞIŞLAMASI İÇİN KAZANCININ DA BU KADAR OLMASI GEREKİR”

Aziz Yıldırım’ın ‘kulübe 100 milyon TL bağışladım’ açıklamasını değerlendiren Fatih Altaylı, ”Aziz Yıldırım’ın kulübe 100 milyon TL bağışlaması için öncelikle böyle bir gelirinin olması ve bu gelire bağlı olarak vergisini ödemesi gerekir. Şike davaları döneminde hatırladığım kadarıyla aylık gelirinin 20 bin TL olduğunu belirtmişti. 100 milyon TL! Yazması bile zor. Ayda 20 bin TL dersek; aylık 5 bin TL gelirini bağışlamış demek oluyor ki bu da 400 aylık gelirini bağışlamış oluyor. Allah bereket versin. 400 mü 4000 mi ben de hesabı şaşırdım.” ifadelerini kullandı.

”ALİ KOÇ’UN GALATASARAYLI TARAFTARA VERDİĞİ CEVAP NASIL BİR BAŞKAN OLACAĞININ İPUCUDUR”

Ali Koç’un Galatasaraylı bir taraftarla girdiği diyaloğu ve Fenerbahçe’nin seçim sürecini değerlendiren Fatih Altaylı, ”Ali Koç’un Galatasaray taraftarına karşı söylediği laf hoş değil. Başkanını korumuş falan filan deme! Biz zaten Ali Koç’u başkan olarak görmek istemiyoruz. Aziz Yıldırım’ın başkan kalmasından bizler son derece memnun kalırız. Ali Koç’un Aziz Yıldırım’dan daha fazla Anti-Galatasaraylılığı vardır. Aslında bu açıklaması gelecekte nasıl bir başkan olacağının açık göstergesidir. Bu sözler ipucu veriyor. ‘Seni başkan görmek istiyoruz’ diyen birine böyle cevap verilmez. Bana bir Fenerbahçeli gelip aynı sözleri söylese; ‘İnşallah başarılı bir Galatasaray başkanı olarak görmek istiyorsunuzdur’ der konuyu kapatırım. Yani ‘sen bizim işimize karışamazsın’ falan çıkma kardeşim o zaman oraya! Bu cevabı kibar bulmadım. Aziz Yıldırım Bey’e gelince; Fenerbahçe’den başka kim şampiyon olursa o şampiyonluğu şikeli olarak görüyor ama gel gör ki hakkında şike davası açılmış ve mahkumiyet almış tek kişi de kendisi. Bursaspor’un şampiyonluğu neden şaibeli? Anlatsın bize. O sene ‘biz şike yapamadık’ mı demek istiyor. Orada FETÖ var burada TETÖ var şurada ZETÖ var. Sürekli bir şey! Sen zaten FETÖ’ye yakın kişileri kulübe almadın mı? İktidara yakın medya kuruluşlara yakın yöneticileri ve hukuk danışmanları alınmadı yönetime? Öyle bir anlatıyor ki; bilmeyenler için hoş ve kahraman hikaye gibi duruyor ama öyle değil. Ne yazık ki konulara hakim olan kişiler için durum öyle değil. Bursaspor’un verdiği cevap da bana göre hafif. Türkiye’de ya Fenerbahçe şampiyon olacak diğerleri olursa şaibeli! Neden o zaman senin hakkında şike davası açıldı? Birçok tape delil olarak kabul edilmedi ama bunca şey boşuna mı oldu? Herkese çamur atma kardeşim. Hadi Galatasaray’ı sevmiyorsun ama Bursaspor’la ne alakan var? Hakkında şikeden mahkumluk çıkan tek kişi o. Bu karar mahkemeden çıktı mı? Çıktı. Eğer ama FETÖ falan filan evet bu bir mesele ama aslı var mı yok mu ona bakmak lazım. FETÖ iki kere iki dört eder derse ‘hayır beş eder’ mi diyeceğiz? Yani şunu söylüyorum. Fenerbahçe’deki başkanlık yarışını kazanacağım diye Türk sporunun ortasına bomba koymaya hakkı var. Birincisi Ali Koç bu kadar kötü değil. Yarın öbür gün Ali Koç’a FETÖCÜ demezse; gel yüzüme tükür! Eskiden ‘Ali Koç benim varisim’ diyen de kendisiydi. Mecbur mu Ali Koç mahkeme kararını beklemeye. O adam mahkeme kararını beklemeden çıktı diye illa laf mı edeceksin? Padişah mısın kardeşim? Padişahları bile oğulları zaman zaman devirmişlerdir. Yavuz Sultan Selim, babasını devirmedi mi kardeşim?” ifadelerini kullandı.

”AZİZ YILDIRIM 20 BİN LİRALIK GELİRİYLE NASIL 100 MİLYON DOLAR BAĞIŞLAMIŞ?”
Aziz Yıldırım’ın Fenerbahçe’ye 100 milyon dolar bağışladığı sözüne yorum yapan Altaylı, ”Şimdi bana bir mesaj geldi. Aziz Yıldırım ‘100 milyon dolar’ demiş. Mahkemede beyan ettiği 20 bin liralık aylık geliriyle bu parayı nasıl Fenerbahçe’ye bağışlamış bilmiyorum. Dedesinden veya babasından kalan bir miras olabilir.” dedi.

”TCK’YA GÖRE DURSUN ÖZBEK’İN YAPTIĞI TEFECİLİKTİR VE SUÇTUR”

Dursun Özbek yönetiminin ibra edilip edilmeyeceği konusunu değerlendiren Altaylı, ”Bu yapılacak ibranın Mustafa Cengiz yönetimiyle uzaktan yakından hiçbir alakası yok. Bu tamamen 31 Aralık itibarıyla tamamlanan yılı kapsayan bir ibra. Bu başından sonuna kadar Özbek yönetiminin ibrası olacak. Kendini çıkıp savunması gereken kişi Dursun Özbek ve yönetimi. Zaten mali raporu da Dursun Özbek yönetiminin denetçileri hazırladı. Bana sorarsan denetçiler bağımsız olmalı. Ayrı bir şekilde seçilmelidir. Çünkü denetçilik yapacaklar. Bu görevi layığıyla yerine getirmiş olmaları zaman zaman beklenmeyebilir. Özbek’le ilgili bir müjde vereyim. Genel kurulda aday olmayı kafasına koymuş durumda. Bununla ilgili nabız yoklamaya başlamış. Galatasaray’ın önde gelen isimlerinden adaylığına destek için randevu talep ediyor. Bazı eski ANAP’lı siyasetçiler de kendisine destek veriyormuş. Dursun Özbek, Mayıs’ta aday olacak anladığım kadarıyla tadı damağında kalmış. Galatasaray Genel Kurulu’nun elbette bir sağduyusu oluşacaktır. Duygusallıkla değil yapılan icraatlara göre oluşması gerekiyor. Dursun Özbek, genel kurul karşısına çıkacak ve son bir yılın hesabını eski başkan olarak verecek. İbra etmemenin pratik bir sonucu yok. İbra edilmeyen yönetim düşerdi. O yönetim zaten düştü. Seçimi kaybetmiş olması aslında ibra edilmediğini gösteriyor. Erken seçim yapıp kaybediyorsunuz. Bunun bir de genel kurul sonucu olarak tabelaya yansıması lazım çünkü bir daha aday olmaması için. Geldi UEFA ile bir anlaşma yaptı. Dedi ki, ‘Zararları şuradan şuraya çekeceğim ve bana zarar vermeyeceksiniz’ dedi. Zararları çekeceğimiz dediği rakamların üç katına çıkardı. 30 milyondan 90 milyona çıkardı. Galatasaray, UEFA’nın karşısına boynu bükük gitti. Ceza gelirse Özbek yüzünden gelecek. İkincisi, kulübün en önemli varlıklarını satacağını söyledi. Biz de genel kurulda ‘satılabilir, kurtuluş burada’ dedi. Dursun Özbek ‘bunları 500 milyona satacağım’ dedi. Biz dedik ki ‘500 iyidir’. Çıktı 500 milyon dolar diyerek yetki aldı. 500 milyon ile tüm açıklar ve borçlar kapanacakken Özbek’in sattığı rakama hiçbir sorun hallolmadı. Sadece Dursun Özbek’in görev döneminde yaptığı borçları kapamaya yaradı. Borçları da kapatmadı. Toplamda bakıldığı zaman, Özbek döneminde borçlar 300 ya da 400 milyon TL dolayında arttı. Satıştan sonra Galatasaray daha çok borçlu hale geldi. O paranın tamamı da büyük ihtimalle faize gidebilir. ‘Ben cebimden para verdim’ diyerek yıllarca Galatasaraylılara söyledi. ’20 milyon euro verdim’ dediği para Özbek’in dediği dönemde 85 trilyon ediyordu. Galatasaray kendisine kredi çekebilirdi. ‘Ben cebimden para verdim’ demek için kredi aldı. Faizle ilgili Galatasaray’ın hiçbir yetkisi olmadı. Bu parayı alıp Galatasaray’a verdi. Bu paraya bir faiz işletti. Bu faizden kar mı zarar mı etti bilmiyoruz. Ben kredi kullanıp Galatasaray’a veremem. Bu yasal olarak mali bir suç. Bu tefeciliktir. O paraya bir faiz işletiyor. Aldığı faiz yüksek mi zarar mı ediyor biz bunları bilmiyoruz. Ayrılırken de bunlara karşılık Galatasaray’ın hisse senetlerine temlik koyuyor. Bu tedbirlerden sonra Galatasaray’ın eli kolu bağlanmış oluyor. Alacaklı olduğu miktarı da raporlara göre şişiriyor. 20 milyonun bir kısmını almış olduğu halde şişiriyor. Cebinden verdiğim dediği paraya faiz işletemezsin. Bu bir suçtur. Krediyi aracılık edemezsin. TCK’ya göre bu bir suçtur. Hazine bu paraya isterse el koyabilir. Galatasaray’a faiz işleten bir başkanı var. Otelden Galatasaray’a 4 milyon Euro’luk bir fatura gelmiş. Bu paraya faiz işletiyor sonra bir kısmını siliyor. Gecelik 100 Euro olsa 40 bin geceye tekabül ediyor. Takım de ki 40 kişi ve 20 odada kalıyor, böl kaç gece olur? 20 bin gece yapacak. Bu nasıl olur? Her kampta 10 gün kalsalar 2000’e düşer. 5 sene demek. Galatasaray takımı 5 sene boyunca burada mı yaşar? Bir takım gazetecileri ağırladılar. O paraları kulübe mi yıktınız? Bu etik değil. Bir Galatasaray başkanı ile kendi şirketi arasında bağ kurmaması gerekiyor. Çıkıp başka otellerden fiyat aldın mı? Belki Divan Otel, belki Sheraton belki diğer oteller sponsor olacaktı. Bedava kalacaklardı. Sen hangi hakla kendi otelinde Galatasaray’ı ağırlıyorsun. Galatasaray olmadan boş oteli doldurabilirsin? Turizmin en öle olduğu zamanda bu fiyatlar ne kadar? Hesabını verebiliyor musun? Onları seve seve verecek! Genel kurulda ben yırttım! ‘Turizmin gidişi ortada, burada otel yapma fikri doğru değil’ dedim. Başkan otelci diye burayı otel yapamayız dedim. Başkan çekiç olduğu için her şeyi çekiç olarak görüyor. En azından araştırma yapalım’ dedim. ‘Hayır burada otel olacak, kimse kiralamazsa; 5 milyon dolara ben kiralarım’ dedi. Kiraladı mı? Hayır. Oteli bitirmiyor şimdi… Söz vermek göz vermeye benzer mi? De ki, ‘Ben buranın kirasını yatırırım’ de. Mustafa Cengiz’in yerinde olsam; 4 yıllık kiradan borçlarını düşerim. Dönelim başka mevzuya… Galatasaray Adası… Önünden geçerken kafamı çeviriyorum. Galatasaray Adası tarihinde ilk defa yıkılıyor. Orada enkaz bir yıldır duruyor. Ayıp değil mi? Günah değil mi? Senin bir yerde evin var. Kiracından kirayı alamıyorsun. Evini yakar mısın? Bana mantıklı cevap ver. Babanın malıysa yakabilirsin. Ona bir şey diyemem. Babanın malı mı bu senin? 150 bin Galatasaraylı avukat var. At kiracını! Adamın hayatı palavra üzerine kurulmuş durumda Galatasaray meselelerinde! Neyi sildi? Bir lira sildi mi? ‘Türkiye’nin tüm dış borcunu ben üstlendim’ desem olur mu? Bu ne kadar doğru ve gerçekçiyse Özbek’in söyledileri de aynı minvalde. Benim gücüm olsa ben yaparım bu dediğimi fakat o gücü olduğu halde bu dediklerini yapmaz! Var mı yok mu onu bilmiyorum ama ‘var’ diyor.” dedi.

”GALATASARAY, HAFTA SONUNDA ‘DEFİ BELA 2 KONGRESİ’ YAPACAK”

Hazırlıklarını iki kongreye göre yapıyorlar. Mayıs’taki kongreye girmek istiyorlar. Orada bizim bilmediğimiz bir hesabı var. Galatasaray’ı satacak mı bilmiyorum. Kendini Galatasaraylıdan alacaklı yapması bende şöyle bir hissiyat oluşturuyor. Galatasaray’da böyle bir durum olsun. Galatasaray’ın satış değeri üzerinden %15’inin sahibi ben olayım. Hatta daha fazlasını bile organize edebilir. ‘Ortak olayım’ diye düşünmüş olabilir diyorum ama kanıtım yok o yüzden düşündü demiyorum. Benim bu konulardan çıkaracağım mantıksal sonuç budur. Galatasaray bu açıdan ‘Defi Bela 2 Kongresi’ yapacak. Birincisinde belayı defetti. Galatasaray eğer belayı defetmezse; bu bela Mayıs’ta tekrar Galatasaray’ın başına çökebilir.

”CEMAL ÖZGÖRKEY İYİ BİR ARKADAŞIM AMA GALATASARAY’A BAŞKAN OLMA İHTİMALİNİ TEHLİKELİ BULUYORUM”

Galatasaray’ın Mayıs ayındaki kongresine aday olacağını açıklayan isimleri değerlendiren Fatih Altaylı, ”Ali Fatinoğlu adının ilk kez gazetelerde duydum. Hakkında bazı şeyler duydum. Bu Ali Fatinoğlu isimli tanımadığım beyefendinin azası olduğu bir Galatasaray Platformu varmış. Bu platformda yaptığı çeşitli sohbetlerde, son derece koyu bir Dursun Özbek fanatiği olduğu ve destekçisi olduğu, Özbek’in sorununu çözecek tek adam olduğu iddiaları ortalıkta dolaşıyor ama dedi mi demedi mi bilmiyorum. Güvendiğim isimler ‘Ali Fatinoğlu, Özbek’çidir’ dedi. Ama ben kimdir, bilmiyorum. Bu vatandaş adaymış. Allah kabul etsin. Galatasaray başkanlığının bu denli ucuzlamış olduğundan dolayı rahatsızım. Galatasaray başkanlığı bir hakedilişti. Galatasaray camiasına kendini kanıtlar ve aday olurdun, seçilir, seçilmez bilemem. Üç lirası beş lirası olan ama kendisini iş adamı zanneden bir takım insanlar, kendi iş adamlıklarını da öne sürerek çok hızlı biçimde aday oluyorlar. Hatta başkan adayı olmakla kalmayıp zaman zaman başkan da oluyorlar. Bir diğer aday ise Cemal Özgörkey. Cemal benim çok eski arkadaşımdır ve çok severim. Çok da iyi çocuktur. Kamuoyu da kendisini iyi tanır. Eski Türkiye güzelinin kocası olarak da bilinir. Fakat Cemal, Galatasaray’ı yönetemez. Şahsi kanaatim budur. Daha önce yönetimde Mağazacılık A.Ş’den sorumluydu. O sorumluyken ciddi sıkıntılar yaşanmıştı. Cemal, çok iyi ve tatlı bir adamdır. Çok da severim ama Galatasaray’ı Cemal’den daha çok sevdiğim için başkan olma ihtimalini tehlikeli bulurum ama Ali Fatinoğlu mu Cemal Özgörkey mi desen, Cemal derim. Fatinoğlu geçenlerde, ‘Benim büyük dedem Galatasaraylıydı’ demiş. Eskiden Cengiz Han soyundan olmayanlar İmparator olamazdı. O da kendisini Cengiz Han soyuna bağlamaya çalışmış. Benim de anneannemin yeğeni Galatasaraylıydı. Böyle bir soytarılık olur mu ya?” ifadelerini kullandı.

”MEDYA, HAKEMLERLE İLGİLİ YAZI DİZİSİ YAPMA KONUSUNDA ÇOK GEÇ KALDI”

Habertürk Gazetesi’nin MHK’nın açıklarını ortaya çıkardığı yazı dizisiyle ilgili konuşan Altaylı, ”Habertürk Gazetesi’ne ‘Good morning after supper’ (Geçti borun pazarı sür eşşeğini Niğde’ye) diyorum. MHK ile ilgili aylardır, yıllardır söylediklerim ortada. Hem Habertürk hem de diğer medya bu konuya girmekte geç kaldı. Bundan sonra bu konuya giremeyecekler. TFF Başkanı daha geniş bir medya ağında görev alacak o yüzden artık böyle konular ortada kalmayabilir. Gücü hak etmeden elinde toplayan ve kavak gölgesinde yatıp kendisini kavak zannedenler medyaya hesap ve metalik vermeme genini sürdürüyorlar. Neden dersen? Bunlar demokratik yollarla seçilmedikleri için hesap vermiyorlar. Sadece talimat alıp, rapor veriyorlar. O açıdan baktığın zaman da Türk Futbolu’nun durumu içler acısı değil. Bütün kulüplerin şikayet ettiği bir MHK, kulüpler tarafından seçilmiş bir federasyon tarafından atanmışsa; kulüplerin ne kadar yetkili oldukları da ayrı bir tartışma konusu.” şeklinde konuştu.

”TRABZONSPOR SÜRPRİZ YAPABİLECEK KALİTEYE SAHİP”

Fatih Kuşçu’nun ‘Galatasaray, Trabzonspor maçının ardından liderliği korur mu?’ sorusunu da yanıtlayan Altaylı, ”Trabzonspor son üç maçta galip geldi ancak Trabzonspor’da bir güç kaybı oldu ve tadları kaçtı. Galatasaray ise sahasında daha rahat oynuyor. Tabi Trabzonspor, sürpriz yapabilecek bir kaliteye sahip fakat başındaki teknik adam Rıza Çalımbay, ne yazık ki büyük takımlara karşı aldığı sonuçlarla kabus olabiliyor. Programı da artık bitirelim” diyerek son noktayı koydu.