Ergin Ataman, yaptığı konuşmada Türkiye’de altyapılara daha çok bütçe ayrılması gerektiğini söyledi.

İstanbul Üniversitesi’nde gerçekleşen Türkiye Spor Zirvesi’nde konuşan Anadolu Efes Başantrenörü Ergin Ataman, Türkiye’nin basketbolda bir yanda çok başarılı, diğer tarafta ise başarısız olduğunu ifade etti. Türkiye Basketbol Ligi’nin Avrupa’nın en değerli ligi olduğunu söyleyen Ataman, “Bu çok önemli bir unsur. Bugün, Rusya, İtalya, İspanya ve Yunanistan gibi liglerin önüne geçmiş bir ligimiz var. Bunun en önemli tarafı, ekonomisinin son derece yüksek olması. Bugün ligde 200 milyon Dolarlık bir bütçe söz konusu. Profesyonel branşlarda en önemli faktör ekonomi. Bu ekonomiye en önemli katkılardan birisi devletin katkısı. Devletimiz şu anda çok ciddi destek veriyor. Şu anda Türkiye, spora verdiği destekle Avrupa’da 1 numara. Diğer ülkelerde daha çok özel kuruluşların katkısı var. Avrupa’da futboldan sonra en popüler branşın basketbol olduğu birkaç ülkeden birisiyiz. Özellikle Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş’ın basketbola yatırım yapmasıyla futbolun benzeri bir model haline geldi basketbol. Bunu medyada da görüyoruz” diye konuştu.

TBF’nin özkaynak denetimi yapması gerektiğini sözlerine ekleyen Ataman, “Basketbola ayrılan kaynağın büyük bölümü yurt dışına gidiyor. Takımların büyük çoğunluğu yabancı oyuncular ve yabancı hocalardan oluşuyor. Altyapı yatırımları çok cüzi miktarlarda oluyor. TBF’nin mutlaka bunları denetlemesi gerektiğini düşünüyorum. Bu kaynakların israf edilmesinin önüne geçilmeli. Belediyelerimizin de çağdaş salonlar yapması son derece önemli. Bugün üst grupların maçları çok iyi salonlarda oynanıyor. Ancak altyapı maçlarına bakıldığında 30-40 yıllık salonlarda, hijyen şartları iyi olmayan salonlarda çocuklar maç yapıyor. Avrupa’nın en çok para ayıran basketbol ülkesiyiz diyoruz ama burada bir tezatlık var. Altyapı takımlarının maç yapmalarına imkan tanıyacak çağdaş salonlar yapılmalı. Yapılan salonların amaca uygun olması çok önemli. Sinan Erdem Spor Salonu çok güzel bir salon. Avrupa’nın en büyük salonlarından. Ancak içinde sadece 1 tane spor salonu var. Avrupa’da bu tarz salonlarda mutlaka 3, 4 tane de antrenman salonu oluyor. Bu durum da salonun atıl durumda kalmasına neden oluyor. Avrupa’daki örneklerin gözlemlenerek, salonların öncelikli amacının spor olarak inşaa edilmesi gerekiyor” dedi.

Türkiye’deki spor anlayışını ve spor seviyesini arttırmak gerektiğini belirten Ataman, “Seyircileri eğitmemiz gerekiyor. Bunların yanında bir de gelirlerimizin artırılması gerekiyor. Türkiye, İspanya, Rusya ve Yunanistan son 5 yıla bakıldığında kulüpler düzeyinde Avrupa’nın en başarılı ülkesi. Fenerbahçe son 3 yıldır Final-Four oynuyor ve geçen yıl şampiyon oldu. Bir önceki sene Galatasaray, Avrupa’nın ikinci liginde şampiyon oldu, bu sene Darüşşafaka final oynayacak. Beşiktaş 3 numaralı kupada şampiyon oldu. Mirsad Türkcan’la başlayıp, Hidayet Türkoğlu’yla devam eden NBA’e giden oyuncularımız, şu anda Furkan ve Cedi Osman’la devam ediyor. Şampiyonlar Ligi’nin ardından dünyadaki en önemli spor organizasyonu NBA. Ama bir de tezat bir durum var. A Milli Takım birçok başarı yakalamıştı. Futbola oranla çok daha önemli işlere imza attık. Futbolda hala 2000 yılında Galatasaray’ın kazandığı UEFA Kupası’yla övünen bir ülkeyiz. Bu kadar popüler bir branşta başka kupa gelmemiş. Milli Takımlar düzeyinde 2015’ten sonra dünya sıralamasında ciddi bir gerileme yaşıyoruz. Türkiye erkek basketbolunda dünyada 18., Avrupa’da da 11. sıraya düştü. Avrupa’nın en önemli ligi ama sıralamada gerideyiz” açıklamasını yaptı.

Lisanslı basketbolcu anlamında Avrupa’nın gerisinde kalındığını söyleyen Ergin Ataman, “Bugün Fransa’da 600 bin, İspanya’da 450 bin, Yunanistan’da 300 bin, Sırbistan’da 180 bin lisanslı basketbolcu var. Türkiye’de ise 58 bin lisanslı basketbolcu var. Bu durum, basketbolda oyuncu yetişmesini engelleyen unsurlar. Cumhurbaşkanımız’ın da bir söylemi oldu. Türkiye’de her yere, her mahalleye basketbol sahaları yapmamız gerekiyor dedi. Bu çok önemli bir söylem. Ancak çocuklara basketbol topu dağıtarak, saha yaparak bu gelişim sağlanamaz. Başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere, devleti yönetenlerin spora karşı ciddi bir sempatisi var. Ancak bizlerin bunu çok iyi kullandığını düşünmüyorum. Kaynaklar tamamen oyuncu transferlerine gidiyor ve altyapılardan oyuncu yetişmiyor. 2014-2017 yılları arasında A Milli Takım hocalığı yaptım ve çok sıkıntı yaşadım. Ligde çok fazla yabancı oyuncu var. Bugün istatistiklere bakın en çok sayı atan, ribaund alan, asist yapan oyuncuların neredeyse tamamı yabancı. Yabancı oyuncular takımlarına ciddi katkı sağlarken, milli takıma zarar veriyor. Kısa vadede başarı bekleyen kulüpler altyapı yatırımlarını azalttı” ifadelerini kullandı.

Türkiye’de spor eğitiminin yetersiz olduğunu da aktaran tecrübeli çalıştırıcı, “Spor, ülkemizde kulüpler tarafından, Amerika ve Avrupa’da da eğitim kurumları tarafından yapılan bir unsurdur. Belediyelerin spora bu kadar fazla ağırlık vermesi, hizmette bulunması, eğitimin eksikliğinden kaynaklıdır. Keşke Türkiye’de spor, okullarda yaygınlaşsa. Yetenekli çok iyi oyuncular var ama eğitimlerine ara vermişler. Özellikle Amerika’da 22 yaşına kadar, üniversiteyi bitirene kadar profesyonel olması yasak. Okulda spor yapıyorlar. Bu durum üniversitenin son senesine kadar devam ediyor. Bugün Olimpiyatlar’da en son sıralarda gelen ülkelerden birisiyiz. Bunda eğitimin etkisi var. Basketbolun, yüzmenin, hentbolun uzmanlaştığı okullar kurulmalı. Üniversitelerde basketbol olmalı. Üniversitelerde spor dersi olmalı. Bunun amacı spor kültürünü geliştirmek. Basketbolda üniversiteler ligi kurulmasından yanayım. Bizde her şey görüntü. Üniversite ligi deriz ama takımlar 3, 4 maç yapıp sonrasında da bir final oynayıp işi bitirir. Kulüpler mutlaka bütçelerinin bir kısmını altyapılara ayırmalı. Üstteki takımlar yerine, altyapılara konusunda uzmanlaşmış yabancı hocalar getirilmeli” diyerek sözlerini tamamladı.